Brüksel'de Ne Olacak

Brüksel'de Ne Olacak

Yabancı gözüyle kritik ziyaret.

ERDOĞAN'IN KRİTİK ZİYARETİNE YABANCI GÖZÜNDEN ANALİZ

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, beş yılın ardından Brüksel’e ilk ziyaretini gerçekleştiriyor. Ziyaret hem zamanlaması hem de verilecek mesajlar açısından Türkiye - Avrupa Birliği ilişkileri açısından kritik öneme sahip olacak

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, beş yıllık uzun bir aranın ardından Brüksel'de Avrupa Birliği kurumlarının liderleriyle bir araya gelecek. Gezi olayları ardından patlak veren 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet depremi ile sarsılan Türkiye'nin içerde ve dışarda büyük prestij kaybeden Başbakanı Erdoğan'ın, bu kritik dönemde yapacağı Avrupa Birliği'nin merkezi Bürüksel ziyaretini tüm dünya dikkatle izliyor. Gezi olaylarında ki tutumu ve ardından yargıda yapmak istediği değişiklikler ile büyük tepkiler alan AKP Hükümeti ve Erdoğan'ın ziyaretinde AB'den nasıl bir tepki göreceği merak konusu. Ünlü Amerikanın Sesi yayın kuruluşu Erdoğan'ın bu ziyaretine ilişkin bir analiz yayınladı.
 
ZİYARETİN GÖLGELENECEĞİ YORUMLARI


BRÜKSEL — Avrupa Birliği’yle ilişkiler uzun süre sürüncemede kaldıktan sonra 2013’te belirgin bir ivme yakalandı. Bu ivmenin yakalanması, yaklaşık dört yıl aradan sonra üyelik müzakerelerinde yeni bir başlık açılması ve Türk vatandaşlarına yönelik vize muafiyetiyle ilgili kilit önemde gelişmeler yaşanması, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 21 Ocak'taki Brüksel ziyaretinin önemini bir kat daha artıran bir ortam yarattı.


Aralık ayına kadar beklentiler bu ziyaretin mevcut olumlu ortama ek katkı yapması yönündeydi. 17 Aralık’tan bu yana yaşanan gelişmeler ise “ziyaretin gölgeleneceği” ve “sonucunun önceden garanti edilemeyeceği” yönünde yorumlar yapılmasına neden oluyor.


Son günlerde ziyaretin üzerinde dolaşan kara bulutlara rağmen temasın küçümsenemeyecek bir öneme sahip olduğu konusunda herkes aynı fikri paylaşıyor.
Erdoğan’ın Brüksel ziyareti her şeyden önce beş yıl aradan sonra yapılıyor olması açısından önemli. Bunun yanı sıra, Erdoğan’ın, “2014 AB yılı olacak” söyleminden sonra yapılan bir ziyaret olduğu da unutulmaması gereken bir başka unsuru oluşturuyor.
Temas profili de Avrupa Birliği kanadının bu ziyarete verdiği önemi gösterir nitelikte.


Erdoğan, Brüksel’deki temasları sırasında Avrupa Birliği kurumlarının tepesindeki isimler olan Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’la hem ayrı ayrı hem de çalışma yemeği formatında dörtlü zirvede bir araya gelecek. Dörtlü zirvenin Brüksel’de örneğine çok rastlandığını söylemek pek de mümkün değil.


17 Aralık’ta yapılan yolsuzluk operasyonu ve sonrasında yaşanan gelişmeler her ne kadar Avrupa Birliği’nin, “Türkiye’yi Kopenhag kriterlerine bağlı kalması konusunda uyardığı” mesajların yoğunlaşmasına neden olduysa da Avrupa kanadının öncelikli beklentisi, “2013’te yakalanan olumlu ve yapıcı ivmenin korunmasının ve ilişkilerin mümkün olduğu kadar ileriye götürülmesine olanak verecek adımların  atılmasının sağlanması” olmayı sürdürüyor.


Ziyaretin, ister istemez gündeme gelecek olan, son gelişmeler nedeniyle olumsuz geçme potansiyeli bulunsa da Avrupa Birliği yetkilileri, “olası bir kriz” ortamı oluşmaması için her iki taraftan verilecek mesajların tonunun iyi ayarlanmasının önemine dikkat çekiyor.


Görüşmelerde, Türkiye – Avrupa Birliği ilişkilerinde gelinen son nokta ve ilişkileri ileri bir aşamaya taşımak için bundan sonra atılması gereken adımların masaya yatırılması bekleniyor. Müzakere sürecinde Türkiye’nin önüne çıkarılan engellerin ve Türk vatandaşlarına vize muafiyeti konusunun da temasların önemli gündem maddeleri arasında yer alması öngörülüyor.


Avrupa Birliği’nin de bir yandan Kopenhag kriterlerine uyum çağrısını yineleyip son gelişmelerden pek memnun olmadığını hissettiren diğer yandan ise Türkiye’yle ilişkilere verilen önemin altını kalın şekilde çizen bir yaklaşım sergilemesi bekleniyor.


Kaynak:Haber Kaynağı