BİZİM DE SÖYLEYECEKLERİMİZ VAR

Münafık basın sotaya yatmış bekliyor ya, kefere Zarrabı öttürünce bunlar mal bulmuş mağribi gibi atladılar. Bize de gerçekleri açıklamak düştü, buyurun:

Zarrap mes’elesi:

Bir zamanlar bütçe açığımızı filan kapatan hayırsever bir işadamı vardı. Hani önüne filan yatmıştık, hani saate bakan… pardon bakana saat filan, neyse... Bu Acem milletine güven olmuyor, sen git kefereye öt. Ötmesiyle bizim münafık takımının tepinmeye başlaması bir oldu tabii. Yav bi durun bakalım işin aslı faslı ne; FETÖ mü, IŞİD mi yoksa başka çeşit mi; herif ağzını bi açtı üç gündür racon kesiyor, ortalık toz duman. Bankalara ceza geldiğinde kimin ödeyeceğini sanıyorsunuz? (Bu soruyu iyi düşünün, bakın bir daha sormam.) Zaten ben başından beri bu Trump’tan kıllanmıştım, bir mahkemeye bile laf geçiremeyen başkandan ne beklenir.

Man adası mes’elesi:

Bizim Kemal almış eline bir koçan sallıyor, belli ki birisi eline tutuşturmuş. Sözüm ona, gönderilen paraların dekontlarıymış. Yav Kemal, sen koçan nedir bilir misin, bu mısır koçanı değil ha! Resmi belgeleri sanki gerçekmiş gibi yutturamazsın bu millete, orijinallerini göstereceksin. Bakalım ki o kağıtlarda antet var mı, ıslak imza var mı, milli ve yerli mi? Zaten adamdaki yüz, yüz değil hasıllı Kayseri çarığı.

18 Ada mes’elesi:

Yav Kemal, sen SSK’yı batırmış adamsın, sen 18’e kadar saymayı biliyor musun ya? Adalar işte orada yerli yerinde duruyor. Kefere el koyduysa senin adanı söküp götürmedi ya, hizmet getirdi. Paran varsa koy pasaportunu cebine git, senden kimse vize mize sormaz ha; ye iç, bu hükümete dua et. Zaten senin tipinde meymenet yok, karikatür tipli adam.

Diploma mes’elesi:

Tutturmuşlar bir diploma, gidiyor, başka konu bulamıyor bunlar. Neymiş; bizim başkanın diploma aldığı tarihte, diploma aldığı okul yokmuş. Buna neremizle gülelim ya! Bi kere akıl var, yakın var; olmayan okuldan diploma alınır mı? Misal kapıyı çaldın dedin ki “Bana bir diploma ver”; “Emrin olur, buyur ağbi” mi diyecekler; “Burası mektep değil”, deyip sana kapıyı gösterecekler. Gördüğünüz gibi bunların kökü bereketsiz, bunların ar damarı çatlamış.

Anayasa mes’elesi:

Bir de Anayasa mes’elesi var. Bunlara sorarsan biz anayasayı çiğniyormuşuz.

Tamam, çiğniyoruz da, bi sorun bakalım niçin çiğniyoruz. Anayasalar değerli halı gibidir, çiğnedikçe güzelleşirler. Bir defa çiğnemekle de olmaz, boyuna çiğneyeceksin; gidip gelip çiğneyeceksin ki güzelleşsin. Bunu bu Cehape zihniyetine anlatamazsınız. Niye anlatamazsınız, çünkü bunların vizyonu yok.

Yazı uzadığı için diğer mes’elelere girmiyorum. Memleketi yönetenleri de size yedirmem, ona göre. 

Önceki ve Sonraki Yazılar