BİTMEYEN SEÇİM

Günlerdir seçimleri konuşuyoruz. İtirazlar, yeniden sayımlar, kazanan-kaybedenin her gün yer değiştirdiği bir süreçteyiz.

Peki neden böyle oldu.

1961 tarihli bir kanunumuz var, seçimlerde bu kanun hükümleri uygulanıyor. 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hk.Kanun haliyle bir çok değişikliğe uğramış. Bir kaçına değinmek istiyorum.

Kanunun ilk hali ayrıntılı ancak sade ve anlaşılır. Seçmen hangi adaya oy vermek istiyorsa onun oy pusulasını sandığa atıyor. “Muteber olmayan zarf ve oy pusulaları” başlıklı 103.madde gayet kısa ve net (bu maddedeki geçersizliklerin tümü daha sonraki değişikliklerde de var). 104.maddede de, kullanılmış oylardan hangilerinin hesaba katılıp katılmayacağı her seçimi düzenleyen özel kanunlarındaki hükümlere göre tayin edilir, denmiş. Kanun koyucunun niyetinden benim anladığım şu; seçmenin iradesi pusuladan anlaşılıyorsa geçerlidir.

1979 yılında yapılan değişiklikle birleşik oy pusulası geliyor ve madde başlığı da “Muteber Olmayan Zarf ve Birleşik Oy Pusulaları”  oluyor, geçersizlik nedenleri artırılıyor. Hesaba katıp katmama meselesi aynı kalmış.

Bundan bir önceki (2009) seçimlerden 1 yıl sonra 2010 Nisanında bu maddeleri de içeren kapsamlı bir değişiklik yapılıyor. Yukarıda değindiğimiz 103. ve 104.maddeler mülga oluyor, bu konuları düzenleyen madde numaraları da 101 ve 102 oluyor. İşte artık gayet uzun fıkralı hale gelen bu maddeler ilk kez bir mahalli idare seçiminde uygulanıyor.

Geçerli olmayan oy pusulaları başlıklı 101.maddenin 1.fıkrası hangi hallerde birleşik oy pusulalarının geçersiz olacağını gösterirken 2.fıkrası da hangi hallerin oy pusulalarını geçersiz kılmadığını sayıyor ve son fıkrasında da şöyle diyor: Muhtarlık seçimlerinde, bu maddede belirtilen geçersizlik sebeplerinin dışında oy pusulalarının hangi sebeplerle geçersiz sayılacağı Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenir.

Hesaba katılan ve katılmayan oy pusulaları başlıklı 102.madde tam da tartışmaların olacağı durumları gösteriyor ve sonuçta sandık kurullarından Yüksek Seçim Kuruluna giden geniş yetki zincirini kuruyor.

Mesela, muhtarlık oy pusulalarının birleşik oy pusulası zarfına konulması meselesi bu seçimde çok konuşuldu. Sandık görevlilerince uyarılmayan dikkatsiz, dalgın veya yaşı ilerlemiş seçmen bunu yaptı. Peki bu durumda birleşik oy pusulası geçersiz mi olacak? İstanbul İl Seçim Kurulunun geçerli saydığı birleşik oy pusulalarını YSK geçersiz saymış. Oysa geçersiz sayılması gereken muhtarlık oy pusulası olup, seçmenin iradesinin açıkça göründüğü birleşik oy pusulasının geçerli sayılması gerekir. Peki ya aynı durumda olup da geçerli sayılan itiraz süresi geçmiş oylar ne olacak?

2010 yılındaki değişikliği yapan 5980 sayılı kanunun komisyon raporlarına baktım da muhalefet şerhlerinin hiç biri bu maddelere ilişkin değil. Zaten Anayasa Mahkemesine de gidilmemiş. Diyeceksiniz ki canım uygulamadan önce çıkacak sorunları öngörmek zor, ne yapsın milletvekilleri. Öyleyse ne demeye bu kadar kapsamlı değişiklik yapıldı, koca meclis bilerek ve isteyerek ve de öngörerek satırları yazıp üzerinde konuşup oylamıyor mu? Kanun teklifini veren iktidar partisinin Ankara milletvekili Haluk İpek genel gerekçede özetle Bu düzenlemelerle, sandık başı işlemlerinden kaynaklanan sorunların azaltılması amaçlanmakta,

Seçim sonuçlarının doğru biçimde tespiti ve bu sonuçlara parti ve adayların rahatlıkla ulaşabilmeleri imkanı getirilmektedir, madde gerekçesinde de Maddeyle, birleşik oy pusulalarının geçerliliğini etkileyecek hususlar, bazı özel seçim türleri de göz önünde bulundurularak ayrıntılı olarak düzenlenmiştir, demiş.

Seçim sonuçları niye doğru tesbit edilemiyorun hesabını başta TBMM olmak üzere tüm kurumlara sormak vatandaş olarak hakkımız. Hesabımız daha bitmedi!.

Önceki ve Sonraki Yazılar