Biri 'Spora siyaset bulaşmasın' mı demişti?

Biri 'Spora siyaset bulaşmasın' mı demişti?

Ahmet Meriç Şenyüz

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, “Stadyumları siyasi gösterilerin merkezi haline getirenler, siyasete sporu alet edenler bunun bedelini öder” diye konuştu.  Oysa Suat Kılıç’ın mensubu bulunduğu AKP Hükümeti bugüne dek sporu siyasete alet etmek konusunda hiçbir fırsatı kaçırmamıştı. AKP sporu  kendi siyasi amaçları doğrultusunda istismar ederken hiç sorun olmayan spor-siyaset ilişkisi, Gezi Direnişi’nin etkisiyle tribünlerde muhalif rüzgarların esmesinin ardından birden sorun haline geldi. Başbakan Tayyip Erdoğan, seçim mitinglerinde spor kulüplerinin atkılarını takarken, Melih Gökçek spor kulübü kurarken, Kazlıçeşme mitingine çakma Çarşı flamaları getirilirken, Suat Kılıç futbolcu transferlerinde boy gösterirken spor-siyaset ilişkisi nedense hiç sorun olmamıştı.
 
Başbakan Erdoğan seçim mitinglerinde sporu siyasete alet etmekten hiç geri durmamıştı



































TARAFTARA TEHDİT 
 
Zaman Gazetesi’nden Zekai Özçınar ve İsa Yazar’ın sorularını yanıtlayan Suat Kılıç, stadyumlardan yükselen muhalif seslere karşı, kulüp yöneticilerini ve taraftar topluluklarını tehdit etti.  “Stadyumları siyasi gösterilerin merkezi haline getirenler hukuki bedelini öder” diyen Kılıç, sözlerini, “Futbol taraftarı arasına siyasi nifak sokanlar, bedelini öder. Stadyumlar siyaset yeri değil. Kanunun uygulanacağını herkes bilecek” diye sürdürdü.
 
‘CANINIZI YAKARIZ’
 
Kılıç, spor savcılarının görev yapacağını belirttikten sonra tehditlerine şöyle devam etti; “Temennim can yanmaması ama yanabilir. Uyarıyorum, radar var.  Spor savcıları, müsabakaları yerinde izleyecek. Doğrudan görecek. Raporlar, görüntüler önüne gelecek. Kimin hangi koltukta oturduğunun tespiti için elektronik bilet uygulamasına geçiyoruz.  Çağrım şu: Kimse hayatını karartmasın, geçmişine sabıka kaydı düşürmesin.”
 
PEKİ, LAHANA TURŞUSU?
 
AKP’li Suat Kılıç, işi yeni transferlere imza attırmaya kadar vardırmıştı



















Suat Kılıç’ın bu tehdit içeren sözleriyle AKP’nin futbola yaklaşımı beraber değerlendirilince akla ister istemez perhizli, turşulu o meşhur atasözü geliyor. Zira, siyasi tepkilerini stadyumda dile getiren taraftarları tehdit eden Kılıç’ın partisi AKP, futbolu istismar etmek için bugüne dek hiçbir fırsatı kaçırmamıştı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tüm seçim mitinglerinde gittiği ilin futbol takımının renklerini taşıyan atkıyı boynundan çıkarmadı. AKP’li belediyeler hiç üzerlerine vazife olmadığı halde futbol takımları kurdular. Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyespor’a belediye bütçesinden yani İstanbul halkının cebinden çok ciddi yatırım yapıldı. Takım birinci lige çıktı, Beşiktaşlı, Galatasaraylı, Fenerbahçeli vergi mükelleflerinin parasıyla rakip bir takım finanse edilmiş oldu.
 
ÇAKMA ÇARŞI 
 
AKP’nin spor istismarı bununla da kalmadı. Melih Gökçek bir kulüp kurup başına oğlunu geçirdi. Daha da ötesi var; AKP Gezi Direnişi’ne karşı bir gövde gösterisi olarak planladığı ancak bindirilmiş kıtalara rağmen sönük geçen Kazlıçeşme mitinginde, Çarşı taraftar grubunun flamalarını bu grubun iznini almadan kullandı.
 
Bütün bu gerçekler apaçık ortada dururken, Suat Kılıç’ın “spora siyaset karıştırmayın” sözleri tek parti dönemi Ankara Valisi Nevat Tandoğan’ın “Bu ülkede komünizm yapılacaksa onu da biz yaparız” sözlerini hatırlatıyor.
 
Anlaşılan o ki, AKP’li Kılıç, “Bu ülkede spora siyaset karıştırılırsa onu da biz yaparız” demek istiyor.

Siyaset yalnızca AKP'lilere mi serbest?