A.İklim Bayraktar

A.İklim Bayraktar

BİRAND'IN ARDINDAN...

Ortası yok! İnsanların; bizden olanlar ve olmayanlar şeklinde keskin bir çizgi ile ayrıldığını ve kendisinden olmayana sıfır empati, sıfır hoşgörü ile yaklaştığını bugün bir kere daha gördük.

BİRAND'IN ARDINDAN...

Ortası yok! İnsanların;  bizden olanlar ve olmayanlar şeklinde keskin bir çizgi ile ayrıldığını ve kendisinden olmayana sıfır empati, sıfır hoşgörü ile yaklaştığını bugün bir kere daha gördük.

Gün içinde büyük bir sabırla, şaşkınlıkla, inanamayarak yüzlerce twitt okudum. Pek çoğunda şoka girdim ama inatla da okudum...  Anlamak istedim, çok istedim; beceremedim...

Sevmeme halini, hatta nefret,  öfke duyma hissini; kişisel olarak yaşadıklarımdan dolayı; en iyi bilenlerden biri olduğumu düşünüyorum. Buna rağmen içime sinmiyor okuduklarım. Can düşmanınız mı bu, ölümü üzerine ağır hakaretler ettiğiniz insan? En yakınınızın canına mı kastetti?

Türk insanına, Müslüman,  Demokrat, Milliyetçi, Laik, Ateist, Ulusalcı, Türk, Kürt, Alevi, Sünni vs. vs. kim ve ne olursa olsun,  ne derseniz deyin, bu coğrafya insanına yakışmıyor bu kadar gaddarlık.

Bir insanın ölümünden mutluluk duymak, zevk almak ne kadar korkunç...

Tarifi zor bir şey;  belki çok yakınınızı kasten öldüren katile duyabilirsiniz, ya da bir teröriste,  bir çocuk istismarcısına duyabilirsiniz...  İşte bu denli ağır sebepler belki ölümden zevk alma halini biraz haklı kılabilir...

Ama yakinen tanımadığınız, size ya da sevdiklerinize zararı olmayan birini, sırf fikirleri sizinkinden farklı olduğu için, sırf düşünceleri sizinkine benzemediği için, sırf sevmediğiniz için, hele de öldüğü gün bu kadar ağır cümleler kurmak bana çok garip geldi.

Bir çoğumuz için; “Yalakaydı”, “Her dönemin adamıydı”, “bencildi”, “PKK sempatizanıydı”, “darbeciydi”, ocuydu bucuydu onlarca sıfat olabilir adının yanına eklediğiniz, ama bir insandı da aynı zamanda. Sevmeyeni olduğu kadar seveni, destekleyeni, beğeneni de çoktu. Her şeyden önce birilerinin eşi, hayat arkadaşı, babası, dedesiydi, patronuydu, elinden tutanıydı vs vs...

Deprem felaketinde ölen insanlar için tekrarlamak istemediğim cümleleri kuranlarla bugün aynı veya benzer ifadeleri  Birand için kuranlar rasında bir fark göremiyorum...

Hangi açıdan bakarsanız bakın; ne ahlaka, ne insanlığa, ne dini inançlara, ne bir siyasi görüşe sığmıyor.
Ne zaman bu denli katı olduk, ne zaman ölünün ardından sayıp sövecek hale geldik... Ardından methiyeler düzme yarışına girmeye gerek yok, ama hiç değilse “Allah rahmet eylesin” de geç git...

Düşünsenize, herkesin sevdiği var sevmediği var;  her sevmeyen diğerinin ölüsüne sövse varacağımız yer neresidir? Herkes sadece kendi ölüsüne ağlarsa nasıl bir dünya bırakırız çocuklarımıza?

Bugün duydum, ameliyata giderken şöyle veda etmiş ana haber bülteninden; “Sizleri bilmem ancak emin olun ben sizi çok özleyeceğim. Seveninizin de sevmeyeninizin de dualarına ihtiyacım var.”

Mehmet Ali Birand öldü ama, sanırım insanlık da biraz öldü bugün...

Arkasından üzülmeyi vicdanım reddediyor, ancak ölümüne sevinecek kadar da saygısız ve ruhsuz olamadım. Hayattayken her fırsatta eleştirmiş, tepkimi vermiştim, ölümüne tepki vermeme gerek yok. Allah taksiratını affetsin, yakınlarının ve Belçikalıların başı sağolsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar