Bilim Yuvalarına 3500 Polisle Gidilmez

Bilim Yuvalarına 3500 Polisle Gidilmez

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerle kahvaltılı sohbet toplantısında bir araya geldi.

'Bilim yuvalarına 3500 polisle girilmez'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ODTÜ'de yaşanan olaylarla ilgili olarak "Elbette ki şiddete karşıyız. Ama gençlerin slogan atma, pankart açma gibi özgürlüklerini şiddet olarak gören bir anlayışı da karşıyız. Başbakan Erdoğan'ın üniversitenin ne olduğunu bilmesi gerekiyor" dedi. 
ÜMİT KOZAN / ANKARA  

26.12.2012 10:53
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle kahvaltılı toplantıda bir araya gelerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Dünyanın bütün çağdaş demokrasilerinde haksızlığa ilk tepkiyi verenlerin gençler olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Gençlerin hiçbir çıkar beklentisi yoktur. Onlar bütün düşüncelerini yaşadıkları ülkenin özgürlüğü ve bağımsızlığı üzerine kurgularlar. Şimdi size AİHM'nin hemen hemen bütün kararlarında ifade ettiği ifade özgürlüğü nedir ? Tanımı sunmak istiyorum. AİHM'nin kararlarına göre ifade özgürlüğü "Sadece olumlu karşılanan zararsız yada kayıtsız kalınan değil aynı zamanda yetkilileri ve toplumu incitici ve şok edici yada rahatsız edici düşünceleri de kapsar." Dolaysıyla elbette ki şiddete karşıyız. Şiddet olmamalı. Ama gençlerin slogan atma, pankart açma gibi özgürlüklerini şiddet olarak gören bir anlayışı da karşıyız" diye konuştu. 
 
"BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN ÜNİVERSİTENİN NE OLDUĞUNU BİLMESİ GEREKİYOR"
 
ODTÜ'de yaşanan olayları Başbakan Erdoğan'ın gözüyle görmeleri ve onun söylemiyle dillendirmelerini de kabul etmediklerini belirten Kılıçdardoğlu, "Onlar üniversitelerin görüşü değil, AKP'nin atadığı rektörlerin kendi görüşleridir. Çünkü üniversite sadece yöneticilerden oluşmaz. Üniversite farklı bir şeydir. Öğrencisiz üniversite olmaz. Laboratuvarsız üniversite olmaz. Hocasız üniversite olmaz. O nedenle Başbakan Erdoğan'ın üniversitenin ne olduğunu bilmesi gerekiyor. Slogana karşı biber gazı, polis copu... Bunları devreye koyarsanız orantısız güç kullanıyorsunuz demektir. Bazı üniversite yöneticilerinin bunu görmeyip sadece öğrencilerini görmelerini doğru bulmuyoruz. Bu onların gördüğü akademik kariyere de aykırıdır" dedi. 
 
"ÜNİVERSİTEDE KARŞIT GÖRÜŞLER VE EYLEMLER ELBETTE OLACAK"
 
"Üniversitelerin birer özgürlük alanı olmasını hepimizin bilmesi ve görmesi gerekiyor" diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi : "Bir ülkenin Başbakan'ı bir üniversiteye 2 bin 500 polis ile giriyorsa orada olay olmayacak diye düşünmek mümkün değildir. İster Fransa, ister Amerika, ister Japonya, ister Uganda. Hangi ülkeyi ele alırsanız alın bir ülkenin Başbakan'ı bir üniversiteye 2 bin 500 - 3 bin 500 polis ile girecek, zırhlı araçlarla girecek ve orada olay olmayacak. Siz bir düşman ülkesine mi giriyorsunuz ? Bir üniversiteye giriyorsunuz. Üniversitede karşıt görüşler ve eylemler elbette olacak. Ama bunları bastırmak için şiddet kullanıyorsanız bu doğru değil. Hastanede yoğun bakımda yatan kim ? Bir öğrenci mi? Öğrenci." 
 
"ONLARA ÜNİVERSİTE HOCASI DEMEK DOĞRU DEĞİL"
 
Kılıçdaroğlu, "Şiddetin arkasında durulmaması doğrudur. Şiddeti hiç kimse benimsemiyor. Ama ODTÜ'de yaşanan olayları sadece Başbakan Erdoğan'ın gözüyle ve söylemiyle görmelerini de doğru bulmuyoruz. Onlara üniversite hocası demek doğru değil" diye konuştu. 
 
"YASA DIŞI DİNLEMELERE ORTAK TEPKİ GÖSTERMEK ZORUNDAYIZ"
 
Yasa dışı dinlemenin herkesin ortak tepki göstermesi gereken bir suç olduğunu belirten Kılıçdaroğlu "Bu bir Başbakan olabilir, sade bir vatandaş olabilir, bir kamu görevlisi olabilir. Yasa dışı dinlemelere ortak tepki göstermek zorundayız. Yasa dışı dinlemeyi yasal hale getiren uygulamalar var. Siz bazı gazetecileri dinlemek için sahte isimlerle yargıdan karar çıkarıyorsanız bu da daha vahim bir suçtur. Bazı gazetecilerin telefonları sahte isimler kullanılarak yargıdan izin alındı ve dinlendi. Dinlemeden şikayet eden Başbakan Erdoğan buna ne tür bir tepki verdi ? Yargıcı kandıran kamu görevlileriyle ilgili bugüne kadar AKP Hükümeti ne yaptı ? Eğer siz yasa dışı dinlemeyi yasal yönlerle kılıf hazırlayıp bir şekilde yargıcın önüne götürüp karar aldırıyorsanız. Buna hepimizin tepki göstermesi lazım. Nasıl oluyor bunlar ? Yasadışı dinlemeler bir ülkenin Başbakan'ını dinleme noktasına gelmişse o da vahim bir olaydır. Orada devletin bütün sorunları tartışılır. Başbakan Erdoğan'ın etrafındaki kişiler kimdir ? Nasıl olmuştur? Bunu herhalde Başbakan Erdoğan'ın çıkıp açıklaması gerekir. Bizim de öğrenmemiz gerekiyor" dedi.