BDP'den 3. Köprüye isim önerisi

BDP'den 3. Köprüye isim önerisi

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, 3 üncü köprüye Yavuz Sultan Selim adı verilmesi ile ilgili konuştu:

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, İstanbul'da dün temeli atılan ve Yavuz Sultan Selim adı verilen köprüdeki isim tartışmaları üzerine, "AKP'nin İstanbul'daki projelerinde saltanat eksenli bir yaklaşımı var. Padişah ismi yerine Anadolu'yu İstanbul'a taşıyan bir isim verilebilirdi. Yunus Emre ismi olabilirdi.
İktidarın bu ülkenin sahiplerinin farklı inanç ev etnik kimlikler olduğunu kabul ederek bunların hepsini kucaklayan kişilerin isimlerini vermesi gerekir. Hükümetin bu konuda dikkat etmesi gerekir. Bir yere isimler verirken belli kesimleri incitecek yaklaşımlardan ve isimlere dikkat etmek gerekir" dedi.


"İMRALI'DA ÖCALAN İLE TEMAS ARTIK OLAĞAN GELİŞMEDİR"

Diyarbakır'da bulunan BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, gazetecilere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kışanak, İmralı Adası'na yapacakları ziyaret ile ilgili soru üzerine, "İmralı Adası'na gidiş,gelişler artık normalleşmelidir. Sayın Öcalan sürecin temel aktörlerinden biridir. Öcalan ile temas artık olağan gelişmedir. Devletin ilgili birimlerinin İmralı temasları sürüyor. Sınır dışına çekilme güven artırıcı bir gelişme olmuştur. Bunun yarattığı fırsatları değerlendirmek gerekir. Bundan sonra BDP heyetleri değil TBMM heyeti, gazeteciler, sivil toplum kuruluşları gibi kuruluş ve kişilerin adaya gitmesi daha doğru olabilir. İmralı'ya gidişlerde artık isim tartışması yaşamak istemiyoruz" dedi.

"KÜRT SORUNU OLSA DA OLMASA DA VATANDAŞLIK TANIMI DEĞİŞMELİDİR"

Kışanak, yeni bir anayasa ve tartışma konusu olan vatandaşlık tanımı konusunda ise, anayasanın çok önemli olduğunu ve anayasada ne yazıldığının önemsenmesi gerektiğini söyledi. Kışanak, "Yeni anayasa ertelenmeye tahammülü olmayan bir konudur. Anayasa reform paketi bize pek gerçekçi görünmüyor. Eğer kritik konularla bir aşama sağlanmazsa bu konulara kapsayan bir paket olabilir. Ama, eğer kritik konularda aşama sağlanırsa da yeni bir reform paketine ihtiyaç olmayacağını düşünüyoruz. Anayasadaki vatandaşlık tanımı konusunda MHP ve CHP'nin tanımı kamuoyunda pek onay görmüyor. Vatandaşlık tanımı etnik kimliklerden arındırılmalıdır. Kürt sorunu olsa da olmasa da vatandaşlık tanımı değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi.

"KIRMIZI ÇİZGELERDEN BAHSETMEMEK LAZIMDIR"

Çözüm sürecinin birinci aşamasının geri çekilme ile tamamlanacağını ve yasal, anayasal ve demokratikleşmeyi kapsayan ikinci aşamada kırmızı çizgilerinin olup olmayacağı ile ilgili bir soru üzerine Kışanak şöyle konuştu: 

"Artık demokratikleşme aşamasında kırmızı çizgelerden bahsetmemek lazımdır. Kırmızı çizgilerle yola çıkılırsa bir şey yapılamaz. Toplum ve halkın talepleri vardır. Seçim barajının düşürülmesi lazımdır. Barajda ısrar etmek siyaseti kilitlemektedir. Baraj yüzde 3 veya 5 olabilir. Türkiye bu sistem ile yeni bir seçime gitmemelidir. KCK tutuklularının konjektöre ve atmosfere göre değil yasal düzenleme ile serbest bırakılması lazımdır. Terörle Mücadele kanunu kaldırılmalıdır. Anadilde eğitim büyük bir problemdir. Yerel yönetimler özerklik şartındaki çekincenin kaldırılması gerekir. Başkanlık sistemi ile ilgili tartışmaları bir yere bırakarak hak ve özgürlükler konusuna bakmak lazımdır. Bu ülkede Kürtler var diye demokratik hak ve özgürlüklerden onlarda yararlanacak diye demokrasi gelmeyecek mi? "

"AKP İSTANBUL'DA NOSTALJİ PEŞİNDE"

Kışanak, dün İstanbul'da temeli atılan köprüye Yavuz Sultan Selim'in adının verilmesi ile ilgili bir soru üzerine, "Aslında AKP İstanbul'da nostalji peşinde. Bir ölçüde normal görüyorum tarih ile bağları koparmamak lazım. Ama, rövanşist bir yaklaşımla olması doğru değildir. AKP'nin İstanbul'daki projelerinde saltanat eksenli bir yaklaşımı var. Padişah ismi yerine Anadolu'yu İstanbul'a taşıyan bir isim verilebilirdi. Yunus Emre ismi olabilirdi. İktidarın bu ülkenin sahiplerinin farklı inanç ev etnik kimlikler olduğunu kabul ederek bunların hepsini kucaklayan kişilerin isimlerini vermesi gerekir. Hükümetin bu konuda dikkat etmesi gerekir. Bir yere isimler verirken belli kesimleri incitecek yaklaşımlardan ve isimlere dikkat etmek gerekir"dedi.

Kışanak, çözüm sürecinde birinci aşamanın sorunsuz bitmeye doğru gittiğini asıl önemli olanın ise ikinci aşama olduğunu ifade ederek, "Silah döneminin bittiğini silah kullananlar başta olmak üzere herkes söylüyor. Silahları devreden çıkarmak kolay. Demokrasi, özgürlükler ve eşitlik ile ilgili ikinci aşamada sorun çıkmaması lazım. Çünkü sorunun kaynağının kurutulması bunlara bağlıdır. Evet silah canımızı acıtıyor, tamamen devreden çıkarmak lazım diyoruz. Ama bu silahların sonuç olduğu nedenleri ortadan kaldırmak gerekir. Bu nedenle çözüm sürecinin ikinci aşaması birinci aşamadan zor olacaktır. 'Ne aldık ne veriyoruz' tartışmasına girmemek lazım. Kimsenin bir şey alıp verdiği yoktur. Halkın ve toplumun talepleri var. Bu talepler konusunda AKP'nin CHP'yi CHP'nin de artık AKP'yi bahane göstermemesi gerekir. Eğer toplumun talepleri karşılanmaz ise siyasette ciddi kırılmalar yaşanacaktır"diye konuştu.