BAZI KELİMELER NEDEN DİLİMİZİN UCUNDA TAKILI KALIR?

BAZI KELİMELER NEDEN DİLİMİZİN UCUNDA TAKILI KALIR?

Kelimelerin dilin ucunda olup da hatırlanamaması halini çoğumuz yaşamışızdır. Aslında bu durum, hafızanın nasıl çalıştığına dair ipuçları içeriyor

"Dilimin ucunda ama çıkartamadım!" Bu cümleyi neden bu kadar sık kullandığımızı, neden bazı sözcüklerin dilimizin ucuna takılı kaldığını düşündüğünüz oldu mu? Bu durum, hafızanın nasıl çalıştığına dair ipuçları içeriyor.
BBC Türkçe'de Mark Gwynn imzasıyla yer alan haberde konu şu şekilde ele alınıyor: Bir ismi ya da kelimeyi hatırlamaya çalışırız. Dilimizin ucundadır kelime ama sanki beynimizde bir engele takılmıştır. O boşluğu doldurmak için ‘şey’ deyip dururuz. Bu tür unutmaların bilimsel adı letolojikadır.
Beyin ve hafızayla ilgili birçok terim gibi letolojika kelimesi de Yunanca kökenlidir. Letheunutkanlık, logos ise kelime anlamına gelir. Yunan mitolojisinde Lethe ayrıca ölü ruhlarının dünyadaki anılarını unutmak için içtiği öteki dünyanın beş nehrinden biridir.
Letolojika kelimesi 20. yüzyıl başlarında psikoterapist Carl Jung’a atfedilir; fakat ilk yazılı kayda geçmesi 1915 Amerikan Resimli Tıp Sözlüğü ile olmuş ve bu kelime 'asıl kelimeyi hatırlayamama hali' olarak tarif edilmiştir.
Letolojika kelimesinin yerleşmesinde ne etken olursa olsun, hafıza ve unutma hem Yunan mitolojisinde hem de Jung’un bilinçaltı konusundaki çalışmalarında önemli bir yere sahip olduğu gibi, bugün beyinde hafızanın işleyişini anlamamız açısından da önemlidir.

Beynin, bilgisayar gibi işlemediğini, bilgilerin düzenli depolanıp bir düğmeye basıldığında hatırlanmadığını biliyoruz. Psikolog Tom Stafford’un belirttiği gibi "Hafızanın işleyişi çok ilginçtir; yeni bilgileri hatırlamak için önemli olan onlarla ne kadar bağlantı oluşturmuş olmamızdır, onları ne kadar çok hatırlamak istediğimiz değil."
Kelime haznemizdeki her kelimeyi hatırlamak zor iştir. Oxford İngilizce Sözlüğü’nde 600 bin kelime yer alıyor. Ancak bu bile İngilizce kelimelerin tamamını oluşturmuyor. Yetişkin bir insanın konuşma ve yazıda kullandığı kelime sayısı bundan çok daha azdır; fakat dilbilimci David Crystal bu sayının bile 50 bini aştığını belirtiyor.
İnsanın anladığı kelime sayısı elbette çok daha fazla. Ancak günlük konuşma ve yazı dilinde kullanmıyor. İşte dilimizin ucunda olup da hatırlayamadığımız kelimelerin önemli bir kısmı bu pasif kelimelerden oluşuyor.

Kişi ya da yer adları da dahil olmak üzere fazla kullanmadığımız kelimeleri unuturuz çoğunlukla. Çünkü hafızamız bağlantı kurma yoluyla işler ve birbiriyle ilişkili bilgi modellerinden oluşur. Bir kelimeyi ne kadar iyi hatırlayıp hatırlamadığımız bu modellere ve diğer önemli bilgilerle kurulan bağlantılara bağlıdır.
Yani beynimizde depoladığımız ama pek kullanmadığımız binlerce kelimeyi bir anda hatırlamak zordur; çünkü hafızada kolay hatırlanan diğer bilgilerle önemli bağlantılarını kurmamışızdır henüz.
Letolojika hem kelimeyi unutmayı hem de hafızamızda bir yerde olduğunu bildiğimiz o kelimenin izini ifade eder. Belki de önce küçük ve önemsiz şeyleri geçici olarak unutmak için Lethe nehrinden su içmemiz gerekiyor ki yaşamımız için önemli olan bilgilere öncelik verebilelim. (BBC)