Başörtüsü Kamuda Hayata Geçecek,Diyanet Akademisi Kurulacak

Başörtüsü Kamuda Hayata Geçecek,Diyanet Akademisi Kurulacak

BAŞBAKAN Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu ve hukuk devletinde insanların eşit olduğunu belirtti.

ZAMAN İÇERİSİNDE BU ALANDA DA HAYATA  GİRECEK

Kamu kurumlarında kıyafet düzenlemesiyle ilgili kanun olmadığını sadece yönetmeliklerin olduğunu hatırlatan Bozdağ, başörtüsü serbestisiyle ilgili de, 'Eşitlik ilkesine aykırı bir uygulama. Zaman içinde her alanda olduğu gibi bu alanda da eşitliğin gereği hayata geçecektir" dedi.


Başkan Yardımcısı Bekir Bozdağ, incelemelerde bulunmak üzere bugün Konya'ya geldi. Bozdağ, ilk olarak 18 ülkeden 82 öğrencinin eğitim gördüğü Selçuklu Mevlana Uluslararası İmam Hatip Lisesi'ni ziyaret etti. Burada öğrencilerle sohbet eden Bozdağ, İstanbul ve Kayseri'de de uluslararası imam hatip lisesinin olduğunu belirtti. Bozdağ, bu tip okulları açmaktaki amaçlarının İslamın doğru öğretilmesi ve anlatılması olduğunu; buradan mezun olan öğrencilerin de Türkiye'de burslu olarak üniversite eğitimi alabileceklerini kaydetti. 

DİYANET AKADEMİSİ KURULUCAK

Daha sonra Ak Parti İl Başkanlığı'nı ziyaret eden Bozdağ, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. 'Diyanet Akademisi' hakkındaki soru üzerine Bozdağ, Diyanet Akademisi'nin kurulacağını belirterek, şunları söyledi:

' Şu anda Türkiye'de bulunan Dini İhtisas Yüksek Merkezleri ile Diyanet Eğitim Merkezleri, bu akademinin bünyesinde toplanacak. İmam hatip, müezzin, Kuran Kursu öğretmeni, vaiz, müftülüğe doğrudan bir atama yapılmayacak. Atamalar aday olarak yapılacak. İmam hatip adayı, müezzin adayı olarak yapılacak. Hizmet öncesi verilecek eğitimde başarılı olanlar imam hatip, müezzin, müftü veya vaiz olarak atacak. İmam hatip lisesi mezunları için asgari bir yıl, ilahiyat fakültesi mezunları içinde asgari 6 aylık bir hizmet öncesi, imam hatip, müezzin ve Kuran kursu öğretmenleri için hizmet öncesi eğitim öngörülüyor.' 

BAŞÖRTÜSÜ SERBESTİSİ 

Bazı sivil toplum örgütlerinin kamu kurumlarında başörtüsü serbestisi ile ilgili kampanya başlattıklarının hatırlatılması üzerine Bozdağ, Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu ve hukuk devletinde de insanların eşit olduğunu belirtti. Geçmiş yıllarda üniversiteye giriş sisteminden tutun da, başka alanlara varıncaya kadar pek çok alanda haksızlık ve eşitsizlik yapıldığını ifade eden Bozdağ, şu anda Türkiye'de insanların kıyafetlerini düzenleyen bir kanun hükmü olmadığını kaydetti. Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Şu kıyafeti giymek zorundadır, şeklinde kanuni düzenleme yok. Ama yönetmeliklerle bir takım idari düzenlemeler yapılmış durumda. Şu anda bu konuda yönetmelik olduğunu biliyorum. Ama tabii eşitlik ilkesine aykırı bir uygulama. Zaman içinde her alanda olduğu gibi bu alanda da eşitliğin gereği hayata geçecektir."

AK PARTİ İLE BDP'NİN YENİ ANAYASA'DA BAŞÖRTÜSÜ ÖZGÜRLÜĞÜ METNİ 

Ak Parti ile BDP'nin yeni Anayasa metninde, kamuda başörtüsü özgürlüğünün yer alacağı yönünde çıkan haberlerin olduğu hatırlatılması üzerine de Bozdağ, Anayasa uzlaşma komisyonunda 4 partiden eşit sayıda üyenin olduğunu belirtti. Kararların oy birliği ile çıktığını ifade eden Bozdağ, komisyona laiklik ilkesinin tam olarak hayata geçirilmesini temin edecek 'Din ve vicdan özgürlüğü' başlığı altında bir öneri sunduklarını söyledi. Bozdağ, hiç kimsenin dini ibadet, ayin ve törenlere zorlanamayacağını belirterek, şunları söyledi:

'Türkiye'de yıllarca başörtüsü takan insanlarımız kınandılar, suçlandılar, okullarından ve işlerinden oldular. Pek çok sorun yaşadılar. Halbuki laiklik ilkesinin gereği olarak, insanlar inançlarının gereğini yerine getirme hürriyetine sahiptir. Laiklik de bunun teminatıdır. Başkaları bunu engellemek isteği zaman laiklik gereği devlet engellemek isteyenlere mani olur. Hürriyetin yaşanmasını temin eder. Bizim öngördüğümüz düzenleme bu anlamda hem inandığının gereğini yaşamak isteyen, hem de yaşamak istemeyen için. Sadece yaşamak isteyen bir kişi ben yaşamak istiyorum dediği zaman onu da temin altına alıyor. İnancını gereğini yaşamamayı da teminat altına alıyor. Yani dinsizlik veya ateizme gitmek istiyorsa onu da teminat altına alıyor. Çünkü laikliğin gereği bütün yaklaşımların bu anlamda teminat altına alınmasıdır. Hürriyetin tam sağlanmasıdır. Bu noktada bizim görüşümüz Anayasa uzlaşma komisyonunda ifade edildi. Tabi kamu hizmetleriyle ilgili kısımda da sadece kamu hizmetine girmek için görevin gerektirdiği nitelik dışında başka nitelik aranması yanlış. Bu insan haklarının da gereği. Bunu da biz ifade ettik. Buna katılan partiler olur, katılmayan olur.'

Bozdağ, BDP'nin bu konuda ne düşündüğünü ve önerdiğini bilmediğini ifade ederek, 'Ama bizim önerimizle uyuşursa memnuniyet duyarız" dedi.


ATATÜRK DÖNEMİNDE DE FİİLEN BAŞBAKANLIK SİSTEMİ VARDI'

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Konya Baro Başkanlığı tarafından, Ticaret Odası Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Yeni Anayasa ve Hükümet Sistemleri' konulu panele katıldı. Panelde Başkanlık ve hükümetlerin sisteminden bahseden Bozdağ, Atatürk, döneminde de fiilen başkanlık sisteminin uygulandığını belirtti. 

'BAHÇELİ, 9 IŞIK KİTABINI DAHA İYİ OKUSUN' 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin başkanlık sisteminin 'ihanet, bölücülük ve memleketi satmak olduğu' yönünde iftiralarda bulunduğunu öne süren Bozdağ, MHP'nin kurucusu Alparslan Türkeş'in '9 Işık' adlı kitabında başkanlık sisteminden söz edildiğini belirtti. Devlet Bahçeli'ye 9 Işık adlı kitabı daha iyi okumasını tavsiye eden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: 

'Merhum Alparslan Türkeş'in 9 Işık isimli kitabında ;'Bu cümleden olmak üzere parlamenter hükümet sistemi yerine başkanlık sistemini getireceğiz. Bu sistemde Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık yetkileri bir tek şahısta toplanacak. Temelinde otoriter, güven disiplini olan hükümet doğacaktır. Milliyetçi Hareket, tek başkan, tek meclis sistemi savunur. Çağımız kuvvetli ve adil icra çağıdır. Türk milleti, dünya imparatorlukları kurduğu devirlerde, kuvvetli, adil, hızlı ve acil icra sistemini uygulamıştır. Kuvvetli adil ve hızlı icra, icra gücünün tek elde toplanması ile mümkündür. Bunun için tarih ve töremizi uygun olarak başkanlık sistemini savunuyoruz. İcrayı Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık olarak ikiye bölemeyiz. Her konuda bütünleşmeci olduğumuza göre icranın başında da bütünleşmeci olmalıyız.' 

Daha uzun. Bu konunun, ne kadar önemli ve gerekli olgununu anlatıyor ve bu konuya ilişkin değerlendirmelerini ortaya koyuyor. Ama bugün baktığımızda başka şeyler söyleniyor. Tabii düne göre konuşmak başka şey, gerçeklere göre konuşmak ayrı şey. Demek ki 9 Işık'tan yeteri kadar ışık alamamış sayın Bahçeli. Bir kez daha burayı okumasını tavsiye ediyorum'.' 

BAŞKANLIK SİSTEMİNDE CHP DE İKTİDAR OLABİLİR

Türkiye'de başkanlık sistemine karşı olanların, iktidar yüzü göremeyecekleri için karşı olduklarını öne süren Bozdağ, yüzde 50 alma kaygısı olan marjinal ve ideolojik grupların buna karşı olduğunu söyledi. 

CHP'nin parlamenter sistemde tek başına iktidar yüzü göremediğini, bundan sonra da göremeyeceğini ifade eden Bozdağ, şunları söyledi: 

'Ama başkanlık sistemi olursa ihtimali var. Eğer başkanlık sistemine Türkiye geçerse, Türkiye doğal olarak iki partili bir yapıya oturuyor. Örneğin sağdan başkan seçildi. Bir sonraki seçimde sağdan seçti halk, bir daha seçti başarısız. Hep başarısız insanlar geldiği zaman sağdan seçmez. O zaman der ki, 'Siz yapamıyorsunuz. durun bakayım kenarda.' Soldan da bir başkan adayına başkanlık yetkisini verilebilir. CHP'nin siyasi vizyonunu ortaya koyanlar bir kez daha okumalılar. CHP'nin parlamenter sistemde yürütme yetkisini kullanma imkanı bulmasıyla, başkanlık sisteminde bulması arasındaki ihtimal hesaplarını yaparlarsa, başkanlık sisteminde 5-10 sene bulamayabilirler ama ondan sonra bulma ihtimalleri var. Ama bu sistemde bulma ihtimalleri çok zor. Yani arada derede bulabilirler. Konjonktürde bulabilirler, yedekte bulabilirler, koalisyonda bulabilirler. Ama tek başına çok zor.'