BAŞIMIZA TAŞ YAĞACAK: BAKAN ÇELİK İNŞAAT MÜHÜRLETTİ

BAŞIMIZA TAŞ YAĞACAK: BAKAN ÇELİK İNŞAAT MÜHÜRLETTİ

İşte olayın ayrıntıları…

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, merkez Nilüfer İlçesi'ndeki özel bir hastanede tedavi gören amcasını ziyarete gitti. Ziyaret sırasında hastane odasının penceresinden, karşı tarafta yapılan bina inşaatında iskelede işçilerin önlem almadan dış cephe çalışması yaptığını gördü. Bursa İş Teftiş Grup Başkanı Yaşar Ata'yı arayan Bakan Çelik, gerekenin yapılması talimatını verdi. Hemen söylenen inşaat alanına giden müfettişler, güvenlik önlemi alınmadığını saptadıkları inşaatı mühürleyip çalışmaları durdurdu.

İNEGÖL’DE AÇIKLAMA YAPTI

Olayın ardından İnegöl İlçesi'ne geçen ve burada SGK hizmet binasının açılışına katılan Bakan Çelik, konu ile ilgili gazetecilere açıklamalarda bulundu. Çelik, şunları söyledi:

"Ziyaret sırasında tam hastanenin karşı cephesinde, camdan dışarı baktığınız zaman karşınızda hazır bitmiş binanın dış cephe çalışmaları vardı ve bunun için iskele yapılıyordu. Yanılmıyorsam üç kişi aşağıda, üç kişi yukarıda bu iskelenin yapımıyla meşguller. 4. Ya da 5. katta iskeleyi yükseltmeye çalışan bir işçi yarım metre gidiyor geliyor. İskele sallanıyor. Onların monte etme tekniği var tabi. Yedi kat iskele yapacak. Vali Bey de yanımda, dışarıdan bakıyoruz. Ha düştü, ha düşecekler yani. Anlık hadise. Hemen arkadaşlara haber verdik. 'Gelin, bakın' dedik. Geldiler baktılar. İşçilerin bağlı olduğu bir halat yok. Kemerleri yok. Aşağıda iskele üzerinde işlem başlamamış, katlar arası merdiven yok. Hiçbir güvenlik önlemi alınmadan 7 katlı bir binanın cephe yenileme çalışması, hafta sonu tatilinde bitirilmeye çalışılıyor. O sırada bir işçinin hayatı bitecek, bunu düşünen yok. Bu benim bugün hasta ziyareti aracılığıyla gördüğüm bir tablo. Türkiye'nin 81 ilinde ne olacak? Bunun için diyoruz ki yasalar böyle bir işi yapmaya engelliyor. Yasa çok güzel. Yasaya uyulursa çok güzel. Siz 'yasa bilmez ben bilirim' diye hareket ederseniz, arkasından da bu faciaları yaşarsak, yazık değil mi?"

Bakan Çelik, mühürlenen inşaatta eksiklik giderilirse çalışmanın yeniden başlayacağını söyledi.

"TÜRKİYE'NİN SORUNU MEVZUAT DEĞİL"

Türkiye'nin sorununun mevzuat olmadığını belirten Bakan Çelik, "Açık söyleyeyim Türkiye'nin sorunu çalışma hayatı ile ilgili ya da iş güvenliği ile ilgili bilinç, farkındalık sorunudur. Hem işveren açısından, hem çalışan açısından. Bu tablo zihin değişikliği olmadan düzelmesi mümkün değil. Zihniyet değişikliğine ihtiyaç var" dedi.

Bursa'da 10 inşaat gezilse hepsinde eksiklikler görüleceğini anlatan Faruk Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Arkadaşlar gidiyor tespitlerini yapıyor. Eksiklik giderilinceye kadar mühürlüyor ya da ceza yazıyor veya olayın başında durarak o eksikliği gidertiyor. Peki, arkadaş akşama kadar yanınızda mı duracak? O görevini yapıyor, gidiyor. Siz ondan sonra yeni üç kat ilave ediyorsunuz. Her gün sabah akşam sizi gözetleyecek birisi değil de siz kendi işinizin çalışanı olarak alın teri akıtarak kazandığınız rızkınızı karşılığında güvenli bir ortamda çalışma bilincine sizin de ermeniz gerekiyor. Yasa diyor ki, 'tehlike gördüğünüz yerde çalışmamam hakkınız var' diyor. Çalışmayın itiraz edin. Şikayet edin. İşveren onu gidermek durumundadır. 'İşten atıyorum' da diyemez o akdi de feshetmez. O akdi gerekçesiz feshetme hakkına sahip değil o işveren. Ama bu bilinç maalesef yok."

İstanbul'da 10 işçinin yaşamını yitirdiği Torun Center rezidansındaki asansör faciasıyla ilgili de Bakan Çelik, "Çalışma Bakanlığı'nın sırtına bir davul takıyorsunuz, gelen tokmak vuruyor, gidin tokmak vuruyor. Allah aşkına o asansörün durdurucusunu takacak adam yok mu o inşaatta? Var. Bu asansörün sorumlusu teknik elemanı yok mu? Var. Yapı denetim firması yok mu? Var. Fenni sorumlusu yok mu? Var. Güvenlik uzmanı yok mu? Var. İşin sahibi yok mu? Var. Hepsi orada. 24 saat oradalar. Ama belki 50 liralık olmayan bir durdurucu oraya takılmadığı için 32. kattan asansör yukarıya doğru devam ediyor ve boşluğa düşüyor. Böyle bir şey olabilir mi? Kabul edilebilir bir hata mıdır bu?" dedi.

"SOSYAL DEVLET AĞALIK TASLAMAZ"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İnegöl’de SGK Hizmet Binası’nın açılış törenine katıldı. Burada konuşan Bakan Çelik, bugüne kadar 485 sosyal güvenlik hizmet merkezi açıldığını ve amaçlarının vatandaşa yerinden hizmet sunmak olduğunu söyledi. Hizmeti vatandaşın ayağına götürerek sosyal devlet olma özelliğini yerine getirdiklerini ifade eden Bakan Çelik, “Şimdi İnegöl kamu binasına kavuşmuş oluyor. İşte sosyal güvenlik budur. Sosyal devlet budur. Sosyal devlet, ağalık taslamaz. Devlet hizmetkar olmak durumundadır. Hizmetkarınız olarak huzurlarınızdayız. Son 1,5 ayda önemli gelişmeler oldu. Cumhurbaşkanımızı koltuğuna, Çankaya’ya oturttuk. 15 parti birleşti ama bir Recep Tayyip Erdoğan etmedi. Bunu hepiniz ibretle izlediniz öyle tahmin ediyorum. Neden acaba birleşe birleşe sorunu çözeceklerini, ipi göğüsleyeceğini ifade edenler muaffak olamadılar. Halka rağmen, millete rağmen siyaset olmaz. Milli iradesine rağmen siyaset olmaz. ‘Millet bizi dinlemiyor. 15’imiz de anlattık ama millet bize değil, Sayın Erdoğan’a teveccüh etti’ diyorlarsa onlara söyleyeceğimiz bir cümle var. Millet dinlemiyor değil, siyasetin görevi, milleti dinlemek. İnegöllü, ‘Sosyal güvenlik binası yap’ diyor. Bunun gereğini yapacaksın. Buyruk bir anlayış ile ‘Görevini yap’ zihniyeti geride kaldı. Millet şimdi patron, biz onun hizmetkarıyız. Bunu herkes kulağına küpe etsin" dedi.

“TÜRKİYE HER ALANDA 3 KAT BÜYÜDÜ"

Türkiye’nin son 12 yılda çok önemli gelişmeler yaşadığını söyleyen Çelik, “Türkiye’yi 3 kat büyüttüğümüzü görebilirsiniz. İstihdamımız bu dönem içerisinde 7 milyon arttı. İşsizlik oranımız AB ortalamasının altında gerçekleşti. Vatandaşlarımızın yüzde 84’ü sosyal güvenlik kapsamında. Vatandaşlarımızın tamamı genel sağlık sigortası kapsamına girdi. Sigortalı sayımız 20 milyona dayandı. Her şey hangi açıdan ele alınırsa alınsın, olumlu, verimli, başarılı bir seyir izlediğini sizler de takdir edersiniz. Türkiye böyle olumlu seyir içindeyken, geçtiğimiz hafta 10 kişinin hayatını kaybettiği asansör kazası ve yakın geçmişte meydana gelen Soma’daki maden kazası ne yazık ki bu başarıları gölgeleyecek çok ciddi sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu başarıları elde etmiş Türkiye’ye bu tabloların yakışmadığını ifade ediyorum" diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU'NU UĞUR MUMCU'NUN SÖYLEMİYLE ELEŞTİRDİ

Yaşanan iş kazaları ile ilgili rastgele değerlendirmeler yapıldığını söyleyen Bakan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Maşallah herkes uzman kesildi. Bilen de bilmeyen de konuşmaya devam ediyor. Sayın ana muhalefet partisinin genel başkanı bugün aldığım bilgiye göre bir televizyonda değerlendirmelerde bulunmuş. Bazı konularda akıl vermeye kalkmış. Tabii ki akıl akıldan üstündür. Faydalı bilgi varsa biz Çin’de de olsa gider alırız. Bunda tereddüt yok. Söylediği şeylere bakınca bunun acınacak, bilgi yoksunu bir yaklaşım içinde olduğunu görmek mümkün. Bu Uğur Mumcu’nun şu ifadesi ile ana muhalefetin genel başkanına bir şeyler hatırlatmak istiyorum. Uğur Mumcu diyor ki ‘Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz’. Önce bilgi sahibi olacaksın. Ne, nasıl oluyor bunu bileceksin. Ondan sonra fikrini söyleyeceksin. Kılıçdaroğlu, kömür madenlerinde 'yaşam odası olsun ama Çalışma Bakanı karşı çıktığı için bu ölümler meydana geliyor' diyor. Tam Uğur Mumcu’nun dediği gibi bunu tarif ediyor. Kömür madenlerinde yaşam odası demek işçiyi patlayıcı, boğucu ortama terk etmek demektir. Kömür madeni başka, bakır madeni başka. Diğer madenlerde olabilir. Kömür madenlernide, karbonmonoksit veya diğer gazların patlaması olduğu zaman 3 nefeslik insanın vakti var. 3 nefes aldıktan sonra 1- 2 dakika içinde madenden dışarı çıkıcı önlemleri almazsanız, onu boğulmaya, hayatını kaybetmeye terk edersiniz. Ana muhalefet olarak neyi tavsiye ediyorsunuz? Yerin altında boğulmaya, gazlarla baş başa kalsınlar diyorsunuz. Bu tam bir bilgisizlik örneğidir. Etrafında bu konuları bilenler vardır ama sağlıklı, net aktarmadıklarını görüyoruz. Uzmanları varsa gelsinler, biz kendilerine anlatalım ve doğru bilgi sahibi olsun. Fikirler üretsinler, tavsiyede bulunsunlar. O tavsiyeleri değerlendirelim"

AYNALAR DA KILIÇDAROĞLU'NA 'İSTİFA ET' DİYOR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisini istifaya çağırdığıhı söyleyen Çelik, "Türkiye’nin dört tarafından onun bize bıraktığı Sosyal Güvenlik Kurumu'nu nereden nereye taşıdığımızı 76 milyon biliyor. Bütçesi tam takır, hizmet anlayışı sıfırlamış, her şeyi tükenmiş, bitmiş olan bir sosyal güvenlik kurumunun nereden nereye geldiğini, bu gelişte, bu fakirin ne kadar katkısı olduğunu bütün Türkiye biliyor. Kendileri bilmiyorlarsa o ayrı konu. Biz gece gündüz bu reformların gerçekleşmesi konusunda mücadele verdik. İşçiler, işverenler bunu biliyor, memur sendikaları biliyor. İktidarı muhalefeti ile bütün TBMM’deki milletvekilleri bunu biliyor. Gerçekten koltukların hakkını veremeyecek noktada olursak Sayın Kılıçdaroğlu’nun görüşlerine bakmadan gereğini yaparız. Ama ne yaptığımızı en iyi Sayın Kılıçdaroğlu bilecek noktada, düzeydedir. Dünün SSK’sı ile bugünün SGK’sı hangi noktadadır? Demek ki bürokraside ciddi başarısızlıklar ile karşı karşıya olan birisinin bugün siyasette başarısına bakınca 4 seçimde 4’ünü de kaybetmişsin. Aynaya bak vallahi ayna Sayın Kılıçdaroğlu’na ‘İstifa et’, CHP’liler de ‘İstifa et’ diyorlar. Ben bu sesi Türkiye’nin her yerinde duydum. Kendi partileri de bu konudaki sıkıntıyı ifade ediyorlar. Aynalarda çok rahat şekilde söyleyeceklerdir" diye konuştu. Demokrasilerde iktidar ve muhalefetin çok önemli olduğunu dile getiren Bakan Çelik, Türkiye’nin ana sorununun, ana muhalefet olduğunu kaydetti. İktidara alternatif siyasi bir yaklaşımın olmamasına değinen Çelik, kendilerinin hem muhalefet hem de iktidar anlayışında olduklarını söyledi.

“İŞVERENLER KEFENİN CEBİ YOK"

Konuşmasında çalışma hayatına da değinen Bakan Çelik, “Üretim zorlaması kabul edilebilir bir durum değil. Bir maden ocağından yılda 1,5 milyon ton kömür üretilecekse, siz 3 milyon ton kömür üretiyorsanız, Çalışma Bakanı olarak buradan ifade ediyorum. Bunu yapmaya hakkınız yok. Maliyet zorlaması var. Bunun neticesinde taşeronluk, ucuz işçilik, maliyetleri kurtarma, işçilerin üzerinden para kazanma mücadelesi var. İmar zorlamaları var. Getirdiği sıkıntılar var. Bunu söylemenin neresi yanlış? Bakanlık ile ilgili eksikleri gidermek durumundayız. Ama bir canın canını, uzvunu kaybetmemesi konusunda çaba gösterme zorunluluğumuz var. Buradan işverenlere seslenmek istiyorum. Çok net bir şekilde diyorum ki kefenin cebi yok. Kefenin cebi yok. Ya insanı önceleyecek ya da piyasadan çekileceksiniz. Dünyada, gelişmiş ülkelerde, önce insanı korumak, insanın sağlıklı ortamda çalışmasını sağlamak esastır. Onu esas almayıp, maddi değerleri insanın önüne koyarsanız, bunun faturalarının nasıl ağır olduğunu hep beraber görüyoruz. Yalnız 10 ailenin değil, yalnız 301 ailenin değil, 76 milyonun yüreğine ateş düşürüyorsunuz. Buna hakkınız yok. Onun için kefenin cebi olmadığına göre, işverenler, işyerlerindeki güvenli çalışma ortamını sürekli denetleme durumundadırlar. Uluslar arası kanunlar da böyle, bizim iç mevzuatımız da böyle. Siz kendinize ait iş yerlerinde güvenliği sağlayamıyorsanız, teftişin anlık gelip yapacağı giderme çalışmasının bir ay sonra ne faydası var? Bu kültürün, farkındalığın sizde olması gerekiyor" diye konuştu.

ÜZERİNE DÜŞENİ YERİNE GETİRMEYEN İŞÇİYE MÜEYYİDE

İşçilerin de sorumlulukları olduğunu hatrılatan Bakan Çelik, “Çalışanların, işyerlerinde olumsuzlukları giderme konusundaAlo 170’e isim vermeden, işyerinin adresini vererek, şikayet etme hakkları var. Diğer taraftan işveren ‘Bu bareti takacaksın. Bu ekipmanları kullanacaksın’ diyor. Ama işçe 'taktım, teftiş de taktım. Teftiş geçince bareti de açtım, diğer ekipmanları da bıraktım. Bildiğim gibi çalışmaya devam ediyorum' diyor. İşçinin üzerinde güvenlik açısından olması gereken sorumluluklar neyse işçi kardeşimiz ona uymak durumunda. Ona uymazsa, müeyyidelerle karşı karşıya kalacaktır. Yani işverene teşvik, eyvallah, ceza tamam, işçinin hakkını korumak tamam, ama işçi üzerine düşeni yerine getirmezse müeyyideler ile ilgili düzenlemeleri önümüzdeki dönem içerisinde meclise taşıyacağız" şeklinde konuştu

"YERİN 500 METRE, BİN METRE ALTINDA ÇALIŞAN İŞÇİYİ ASGARİ ÜCRETLE Mİ ÇALIŞTIRACAKSINIZ?"

Konuşmasının ardından İnegöl SGK Binası’nın açılışı yapıldı. Binayı gezen Bakan Çelik, çalışanlarla sohbet etti. Daha sonra kendisine Torba Yasa’daki maden işçilerine tanına haklardan dolayı Zonguldak'taki bazı kömür ocaklarının işçi çıkardıklarına ilişkin haberler olduğunun söylenmesi üzerine Bakan Çelik, “Torba Yasa’nda maden işçilerinin durumları, çalışma saatleri iyileştirildi. Ne olacak yani maden işinde yerin 500 metre, bin metre altında çalışan işçiyi asgari ücretle mi çalıştıracaksınız? Nedir yani böyle bir bakış açısı olabilir mi? Bununla ilgili bir düzenleme geldi. Yerin altında çalışan işçilerimize böyle bir imkan sağlandı. Bu nedenle işçilerin çıkarılmasını kabul etmek mümkün değil, böyle bir şey olduğunu da zannetmiyorum. Herkes hep al cephesinde, ver cephesi yok. İşçinin ücreti ile işyerinde kar edilmez. Yani bir işveren, işçinin ücretinden kısarak işini yürütüyorsa, daha büyük bir felaketle karşı karşıyayız demektir. Onun için maliyet baskıları önemli. İşveren ne yapıyor? Hizmet alımı yapıyor. İnşaat sektöründe daha yaygın. Mecbur. O hizmetteki maliyetler kısılınca bunun yansımaları işçiye oluyor. O zaman güvenlik önlemleri zaafa uğruyor. Bazı düzenlemeler, müeyyideler üzerinde çalışıyoruz" dedi.

Bu video Adobe Flash Player'ın son sürümünü gerektirmektedir.

Adobe Flash Player'ın son sürümünü indirin.

Kaynak:Haber Kaynağı