Başbakan Erdoğan’ın İzmir’in Urla İlçesi’ndeki doğa harikası Hacılar Koyu’nda olduğu iddia edilen iki villaya ilişkin polis fezlekesi ortaya çıktı. İki villanın kaba inşaatının tamamlandığı, koya hakim dağın yamacında deniz manzaralı bir arsayı 800 bin liraya aldığı, villanın tapusunun işadamı Mustafa Latif Topbaş’ın üzerine yapıldığı iddia edildi. Koydaki, Erdoğan’ın villalarının inşaatını engelyene 1. derece SİT alanın nasıl 3. derece SİT’e dönüştürüldüğüne ilişkin iddiaların ayrıntıları da ortaya çıktı.

İnternet sitelerine ve Sözcü gazetesine düşen haberlerin detayında, 100 milyar dolarlık yolsuzluğu kapsadığı belirtilen ikinci büyük rüşvet yolsuzluk soruşturması kapsamında hazırlandığı anlaşılıyor. Fezlekede, hükümetin, 25 Aralık’ta anayasayı askıya alıp, yargıya darbe yaparak polisin operasyon yapılmasını engellediği soruşturmada polisin yaptığı teknik takip kapsamında yaptığı telefon dinlemelerine ilişkin deşifre metinlerine (tape) de yer veriliyor. 

Başbakan’ın yakın dostu işadamı Latif Topbaş’ın Urla Zeytineli’ndeki arazide yapılan villaları “kurtarma operasyonu”nda son dönemece girildi. Birinci derece SİT alanına yapıldığı için haklarında yıkım kararı verilen villalarla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, 20 hektarlık alanın tescilini değiştirdi.

İZMİR O VİLLALARI KONUŞUYOR

İzmir İl Genel Meclisi’nin şubat ayı toplantısına, Başbakan Erdoğan’ın Urla Zeytineli’ndeki villa tartışmaları damga vurdu. CHP’li meclis üyeleri, toplantıya fotokopi dolarla katılarak AKP sıralarına yolsuzluk göndermesi yaptı. Toplantının açılışını yapan İl Genel Meclis Başkanı Serdar Değirmenci, yolsuzluk iddiaları ve villalar üzerinden iktidarın temsilcilerine yüklendi. Usulsüzlüklerin İzmir Limanı’ndan sonra Urla’ya da uğradığını belirten Değirmenci, Zeytineli köyünün en güzel koyunda kaçak yapılmış 16 villa olduğunu söyledi.

Erdoğan’ın zaman zaman tatilini Mustafa Latif Topbaş’ın yaptığı bu villalarda geçirdiğini anlatan Değirmenci, “Buradaki iki villanın da Başbakan’a ait olduğu ileri sürülüyor. Topbaş’ın 1. derece doğal sit alanının 3. derece sit alanına çevrilmesi için Başbakan’dan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan yardım istediği ve ceza kesildiği için zamanın İzmir Valisi M.Cahit Kıraç’ı şikayet ettiği, internette yayınlanan konuşma tapelerinde görülüyor. Bunlar doğru mudur, yanlış mıdır bilmem ama Özel İdare ve İl Genel Meclisi’nin görev alanında olduğu için bildiğim bazı gerçekler var” dedi.

VİLLALARIN YOLU VALİLİKTEN

Söz konusu villalarla ilgili resmî belgeler bulunduğunu belirterek sekiz madde halinde açıklayan Değirmenci, “Bu alan, İzmir 1 Numaralı Kültür ve Tabiat varlıkları Koruma Kurulu kararıyla 1. derece doğal sit alanıdır. Buradaki yapılar kaçak ve ruhsatsızdır. Yapı sahipleri, 1. derece doğal sit olan bu alanın 3. derece sit alanına döndürülmesi için çalışmalar yapmaktadır. Bu siteye giden yol, Zeytineli köyünün içinden geçmektedir ve köy yolu, valilik yedek ödeneğinden 300 bin TL ayrılarak yapılmıştır” dedi.

VİLLALARI YIKACAK BABAYİĞİT YOK MU?

Değirmenci; Hamdi Boyacı, Hayri Boyacı, Kadir Boyacı, Mustafa Topbaş, Abidin Topbaş, Afif Topbaş ve Halit Çizmeci’ye ait yapılar hakkında 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca 29 Şubat 2012′de İzmir İl Özel İdaresi İl Encümeni tarafından oybirliğiyle yıkım kararı alındığını söyledi. Yıkım için encümenin 19 Ekim 2012 tarihli kararıyla gerekli olan 80 bin 159 TL’lik paranın da kaymakamlığa gönderildiğini belirtti. Halen haklarında yıkım kararı bulunan söz konusu villalarla ilgili dosyanın Danıştay’da olduğunu belirten Değirmenci “Yıkım kararını hangi babayiğit uygulayacak?” diye sordu. Değirmenci, “1. derece doğal sit olan bu alan, mahkeme kararlarına karşın 3. derece sit alanına çevrilecek midir? Bunu kitabına uydurmak için kimler, ne gibi çalışmalar yapmaktadır? Böyle bir uygulama için hangi devlet görevlileri seferber olmuştur? Bu yıkım kararlarını uygulayacak bir babayiğit İzmir’de yok mudur?” sorularını yöneltti.

Rapor valiliğe sunuldu

SİT kapsamından çıkarmak için yapılan imar plan değişikliklerinin askıya çıktığı öğrenildi. Bu değişiklik Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi’nin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na Bilgi Edinme Yasası kapsamında yaptığı başvuruyla ortaya çıktı. Genel müdürlük tarafından odaya verilen yanıtta, şöyle denildi: “Yaklaşık 20 hektarlık alanda doğal SİT statüsünün yeniden irdelenmesi amacıyla hazırlanan ekolojik temelli bilimsel araştırma raporu İzmir Valiliği’ne sunulmuştur. Tescil değişikliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde 15 gün süre ile askıda kalacaktır.”

Yarımada tehlikede

Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer, tescil değişikliğiyle ilgili kararın 13 Şubat’ta askıya çıktığını belirtti. Bu kararın tüm Çeşme Yarım adası için emsal oluşturabileceğini vurgulayan Kocaer şöyle konuştu: “SİT’in kaldırılması kaçak yapıların yasal hale getirilmesinin ilk aşamasıdır. Bundan sonra kaçakların bulunduğu bölgede bir plan yapılıp Çevre Bakanlığı’na sunulacaktır. SİT kararını kaldıran bakanlığın, villaları yasallaştırmak için bu planı da onaylayacağı anlaşılıyor. Ama yarımadada özel bir alanın SİT kapsamından çıkarılması İzmir’in doğal değerleri açısından gelecekte ciddi tehlikelere neden olacak.”