İsmail SÜRÜCÜOĞLU

Reyhanlı patlaması ile ilgili askeri belgeleri sızdırmakla suçlanan er Utku Kalı'nın davası bugün Samsun'da görülmeye başlanıyor.Utku'nun yüzündeki masum ifade, ablasının ve sevenlerinin çırpınışları, Utku'nun içeride yaşadıkları sebebiyle bozulan ruhsal durumu bizlere onun bir terörist değil; ailesinin üzerine titrediği, tertemiz, sıradan bir  genç olduğunu  açık bir şekilde  gösteriyor.
Elbetteki hukuk bu şekilde soyut tespitlerle karar veremez.Peki ama bu soruşturmada hukuk nasıl işliyor, her şey hukuka uygun mu ? Bunun yanıtı ne yazık ki tahmin edebileceğiniz gibi kocaman bir 'hayır'!  Av.Celal Ülgen'in tespitleriyle 'askeri mahkemede görülmesi gereken bir dava  kararı önceden  belli ağır ceza mahkemesinde görülüyor ve bu tür davalarda hep olduğu gibi gencecik masum bir genç kurban ediliyor.'
Utku  ' TSK'nın (dolayısıyla devletin) resmi ve gizli evraklarını arkadaşına  sızdırmak'  ile suçlanıyor ve 25 yıl ile yargılanıyor. Bu suçlamada belgeleri hacker grubu  Redhack'e sızdırmakla değil  sivil bir  arkadaşına sızdırmakla suçlanıyor. Dolayısıyla da belgelerin sonraki süreçte Redhack'e ulaştığı varsayılmış oluyor. Peki ama hukuk adil bir şekilde işliyorsa belgelerin sızdırıldığı söylenen sivil arkadaşın ifadesine neden başvurulmaz? Evet,Utku askeri belgeleri arkadaşına sızdırmaktan 25 yıl ile yargılanıyor ama soruşturmayı yürütenler belgelerin sızdırıldığı iddia edilen 'arkadaş'a  bir kez olsun 'bu doğru mudur, sana belge ulaştı mı?' diye sormak gereğini duymuyorlar.
Geçtiğimiz on sene içerisinde TSK'dan  Balyoz ve Ergenekon gibi davaları başlatacak ehemmiyete sahip  on binlerce belge sızdırıldı. Islak imzalı evraklardan  tutun da paşaların seminer ses kayıtlarına kadar pek çok  'çok gizli' belge  basında çarşaf çarşaf  yayınlandı.Bu belgeleri kimin sızdırdığına dair tek bir gözaltı bile yapılmadı. O günleri iyi hatırlayalım. Mehmet Baransu TSK belgeleri dolu olan bavulunu her açtığında Türkiye'de yeni bir gündem beliriyor ve bu belgelerde ismi geçen askerlere  ardı arkasına davalar açılıyordu. Mehmet Baransu bu bavulu bir  askerden aldığını ama gazetecinin kaynağını söylemek zorunluluğu olmadığından bu ismi açıklamayacağını da söylemişti.
Peki Baransu ile Utku Kalı arasında ne fark var? Mehmet Baransu'nun bavulundan çıkan TSK'nın gizli belgeleri  mevcut hükümetin 'lehine' belgeler idi. Utku'nun sızdırdığı söylenen belge ise 53 yurttaşımızın öldüğü bir patlamada devletin istihbarat kurumlarının acziyetini ve hatalarını gözler önüne seren, yani hükümetin 'aleyhine' bir belge idi. İşte bu yüzden Mehmet Baransu'ya 'bu gizli belgeleri kimden aldın?' diye sorulmazken Utku Kalı işkenceler içerisinde kurban ediliyor.