AVRUPA VİZE MUAFİYETİ HAYAL OLDU

AVRUPA VİZE MUAFİYETİ HAYAL OLDU

Türk Kamuoyuna AKP Hükumeti tarafından müjde gibi verilen vize muafiyetinin hayal olduğu bir kez daha ortaya çıktı

ASKIYA ALAN ÜLKE SAYISI ARTIYOR
 

Almanya, Fransa, Avusturya ve Fransa'nın ardından Danimarka ve İsveç de sınırlarda geçici kontrole başladı. Avrupa'ya sığınmacı akınının kontrol altına alınmasını hedefleyen bazı Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin Schengen Anlaşması'nı geçici olarak askıya almasıyla Avrupa'da serbest dolaşım için tehlike çanları çalmaya başladı.

TÜRKİYE İLE ANLAŞMA YAPILDI AMA

Geçen yıl sığınmacı akınına çözümler arayan ancak bunda pek de başarılı olmayan AB ülkeleri, yeni yılda Danimarka ve İsveç'in sınırlarda yeniden kontroller yapacağı açıklamalarıyla sarsıldı.
Danimarka hükümeti dün sınır polisinin Almanya'dan gelen tren, otobüs ve feribotlarda 14 Ocak'a kadar geçici süreyle pasaport ve kimlik kontrollerine başladığını ve bu sürenin daha da uzatılabileceğini açıkladı.

SINIRDA YAKALANAN MÜLTECİLER GERİ GÖNDERİLECEK

Kontrollerin rastgele yapılacağını açıklayan Danimarkalı yetkililer, sınırda durdurulan sığınmacıların iltica müracatlarının kabul edilmeyeceğini bildirdi.
Danimarka'nın bu kararı almasında, sığınmacı sayısını kontrol altına almayı amaçlayan İsveç'in Danimarka sınırında pasaport ve kimlik kontrollerine başlaması neden oldu. Kasım ayında rastgele kontroller yapmaya başlayan İsveç uygulamayı sıkılaştırarak Danimarka'dan otobüs, tren veya feribotla ülkeye giden her yolcuyu kontrol ediyor.

EN BÜYÜK HAYAL SERBEST DOLAŞIM ÇÖKÜYOR

Geçen yıl Almanya, Avusturya, Fransa ve İsveç ile AB ülkesi olmayan ancak Schengen'e dahil olan Norveç de geçici süreyle sınır kontrolleri başlatarak AB'nin en büyük kazanımlarından serbest dolaşımı askıya almıştı.
Almanya, özellikle güneyindeki Avusturya ve Çek Cumhuriyeti sınırında, Avusturya ise Slovakya ve Macaristan sınırlarında eylül ayından beri kontroller gerçekleştiriyor. Norveç de kasımdan beri Almanya, Danimarka ve İsveç'ten ülkeye gelen feribotlarda yolcuların kimliklerine bakıyor. Fransa ise Paris'teki terör saldırılarının ardından 3 ay süreyle sınır kontrolüne başlayarak Schengen'i askıya aldı. Sığınmacıların ülkeye girişini engellemek amacıyla Sırbistan sınırına duvar ören Macaristan, Romanya ve Schengen ülkesi Slovenya sınırlarında sabit kontrol merkezleri oluşturdu.
Danimarka'nın bu ülkelere katılması tartışmayı yeniden alevlendirdi ve Almanya'dan sert bir uyarı geldi.

EN YETKİLİ AĞIZ AÇIKLAMIŞTI

AB'nin lokomotif ülkesi Almanya'nın Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Schaefer, "Schengen, sığınmacı akını yüzünden tehlikede" ifadesini kullandı. Daha önce de Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, benzer bir şekilde AB'nin dağılabileceği uyarısında bulunmuştu.
Bu uyarıların arkasında İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük sığınmacı akınıyla karşı karşıya kalan Avrupa ülkelerinin sığınmacıların Avrupa ülkelerine dağıtılması yönündeki taleplerinin hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi yatıyor. Ancak Avrupa ülkeleri şimdiye kadar yapılan görüşmelerde sığınmacı sorunun nasıl çözüleceğine ilişkin net mutabakat sağlayamadı.

ÜYE ÜLKELERE ADİL DAĞITIM KOTASI KONUŞULUYOR

Başta Almanya, Fransa ve Avusturya, sığınmacıların üye ülkelere adil bir şekilde dağılımını öngören kota sisteminin getirilmesini ve Schengen Anlaşması'nın işlevini yerine getirmesi için dış sınırlarının daha etkin korunmasını istiyor.
Almanya dış sınırlarının tüm ülkelerin katılımıyla ortak bir şekilde korunmasını talep ediyor.
Schengen Anlaşması, acil ve istisnai durumlarda üye ülkelere sınırlarını kontrol etme yetkisi veriyor.

SINIR KONTROLLERİ UZAMAYA BAŞLADI

Buna göre, uluslararası büyük organizasyonlarda ya da iç güvenliğin tehlikede olduğu durumlarda yolcular sınırlarda geçici bir süre kontrol edilebiliyor. Almanya, geçen yıl Bavyera'da yapılan G7 Zirvesi kapsamında tüm sınır geçişlerinde böyle bir uygulama gerçekleştirmişti.
Ancak sınır kontrollerindeki sürenin uzaması, Schengen'in başarısız olabileceğinin kanıtı olarak gösteriliyor. Bunun için alternatif çözümlerin getirilmesi de tartışılıyor. Hollanda'nın Schengen'i daha küçük bir bölgede uygulamasını talep ettiği ileri sürülüyor.
Geçen yıl Avrupa'ya 1,5 milyon kişinin kontrolsüz göç sonucu geldiği ifade ediliyor.

TÜRKİYE'NİN DURUMU

Öte yandan AKP Hujümetince bir zafer anlaşması gibi sunulan "Vize Muhafiyeti anlaşması ise hayalden öteye geçemeyeceğe benziyor. Yapılan anlaşmaya koyulan maddelerin AKP Hükumeti tarafından yıllar sonra bile gerçekleşmeyeceği BBC'de yayınlanan bir haberde ileri sürüldü. Türk vatandaşlarının AB sınırları içinde vizesiz yolculuk yapabilmesi için, Ankara'nın tamamlaması gereken bir takım kriterler var. Pasaport ve kimlik belgelerinin güvenliğinin sağlanması, sınır kontrollerinin yasadışı geçişleri engelleyecek şekilde güçlendirilmesi, AB standartlarına uygun bir göç yönetimi yapılması, özellikle sınırlarla ilgili organize suçlar, terör ve yolsuzlukla mücadele edilmesi, adli meselelerde AB ile işbirliği, kişisel verilerin korunması, vatandaşların ayrımcılık olmaksızın hareket özgürlüğü ve azınlıkların korunmasının sağlanması bu koşullar arasında yer alıyor.

KISA VADEDE GERÇEKLEŞEBİLİR Mİ?

Hayır. Eğer Geri Kabul Anlaşması'nda Türkiye koşulları tamamlar ve 2017 yılında uygulamaya geçerse, uzmanlara göre vize serbestisi öncesinde yine de AB'ye üye ülkelerin onayı gerekiyor. Bu da o tarihteki Avrupa'daki siyasi dengelere bağlı olacak.

Ayrıca vize kolaylığı ilk aşamada bazı iş gruplarına sağlanacak. Vize serbestisi söylemini 'boş bir hayal' olarak niteleyen Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı emekli büyükelçi Özdem Sanberk "Zaten tam bir serbesti söz konusu değil. Bütün Türklere rahatça Avrupa seyahati olmayacak. Bir parça işadamlarına, yatırımcılara, gazetecilere kolaylık sağlanabilir" diyor.

 

Kaynak:Haber Kaynağı