Çeşitli senaryolar var. Başkan bu partiden olursa, Mecliste bu parti daha fazla vekil çıkarırsa, Başkanın partisi ile meclis çoğunluğunu elinde bulunduran parti farklı olursa gibi.

Getirilmek istenilen Anayasaya göre Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için 40 yaşını dolduran, yüksek okul mezunu ve milletvekili seçilebilme yeterliliğine sahip kişiler, son seçimlerde en az %5 oy almış siyasi partiler tarafından ya da en az yüz bin seçmen tarafından aday gösterilebilir. Bu demek oluyor ki Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için illa bir siyasi partiye üye olmak gerekmiyor. Halk tarafından yüz bin imza ile aday olunabiliniyor. Ve bir siyasi parti üyesi olmak zorunluluğu yok. 

Son seneryo benden. Yüz bin Seçmen tarafından aday gösterilen 40 yaşını aşmış, yüksekokul mezunu ve milletvekili seçilme yeterliliğine sahip bir aday seçimlerde %50 den fazla oy alırsa ya da ikinci turda en fazla oyu alırsa Cumhurbaşkanı olacak. Yeni Cumhurbaşkanımızın bir partisi olmayacak yani mecliste milletvekili de olmayacak. Bu güne kadar cumhurbaşkanı ile meclisin uyumlu çalışabildiğine şahit olmuş değiliz. Getirilmek istenilen sisteme göre Cumhurbaşkanı isterse meclisi feshedebilecek veya meclis üçte iki çoğunlukla Cumhurbaşkanını görevden ayırabilecek. Bu senaryoya göre, Bakan olabilmek için bir emirle badem bıyık bırakanların, Milletvekili olmak için herşeyi yapabileceklerin olduğu ülkemde, Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran partinin tek başana yeter sayıya sahip olması ya da başka bir siyasi parti ile beraber, Halkın aday gösterdiği ve Cumhurbaşkanı olarak seçtiği kişiyi koltuğundan etmesi hiçte içten değil. 

Seçilen halkın Cumhurbaşkanının da aynı şekilde yasama yetkisini, elinde bulunduran Meclisi, şahsi menfaatler, için sebepsiz şekilde fesh edebilmesi de büyük olasılık tabi. 

16 Nisan'da referandumda halkın önüne gelen bu değişiklik, iyi düşünülmemiş, aceleye getirilmiş ve malesef MHP'nin başındaki şahsın da koltuk sevdası nedeni ile desteklediği, yetkileri padişahta bile olmayan ve sonuçları çok ağır olabilecek felaketlere neden olabilir. Okumak gerekiyor, Güçlü Türkiye söylemleri ile, terör bitecek konuşmaları ile heyecanla karar vermeyelim, okuyalım ve lütfen hukukçuları iyi dinleyelim.

Şahsi görüşüm, bu yetkileri Atatürk mezarından kalkıp istese, ona da vermem. O da böyle birşey istemez zaten.