2013 yılında bilirkişinin aksi yönde rapor vermesine rağmen "afet bölgesi" olma ihtimaliyle boşaltılan Kızılay'n ortasındaki çınar ve kestane ağaçlarıyla kaplı cennet mahalle için bugün Resmi gazetede yayınlanan duyuruyla "ekonomiye kazandırılması amacıyla" açıklaması yapılarak tahsislerinin kaldırılmasına dair karar yürürlüğe kondu. Kararla birlikte devlet lojmanı olarak kullanılan mahalledeki yapılar AVM veya otel olarak kullanılmasının önü açılmış olacak.

SİT STATÜSÜ KALDIRILDI MALİYE BAKANLIĞI'NA DEVREDİLDİ

"Tarihi ve kültürel mirası ile kentsel sit niteliği ve bölgenin özgün yapısı korunmak kaydıyla aslına uygun bir şekilde" ibaresiyle restore edilmek suretiyle öncelikle Maliye Bakanlığı veya Bakanlıkça uygun görülen hallerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve diğer ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından yürütülecek projeler kapsamında değerlendirilereceği ilan edildi.

İKİNCİ ULUSAL MİMARLIK AKIMININ ÖRNEĞİ
Alman mimar Paul Bonatz tarafından tasarlanmış ve 1944 yılında dönemin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu tarafından ilk toplu konut projesi olarak temeli atılan mahalle 434 konuttan oluşuyor. "İkinci Ulusal Mimarlık" akımının önemli örneklerinden biri olan Başbakanlık yakınındaki Namık Kemal Mahallesi (Saraçoğlu Mahallesi) ile ilgili karara tepki gösteren TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Saraçoğlu Mahallesinin tahsislerinin kaldırılmasına ilişkin "Bu alan hepimize aittir, ben yaptım oldu mantığıyla proje uygulanamaz. Bu bakış açısıyla Saraçoğlu Mahallesinin geleceği risk altındadır" eleştirisinde bulundu.

1979'DA KENTSEL SİT ALANI İLAN EDİLMİŞ
Candan, söz konusu yerin Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığı'nın 1979 tarihli kararıyla kentsel sit alanı olarak belirlendiğini, konut ve ağaçların ayrı ayrı tescil edildiğini ifade etti. Saraçoğlu Mahallesi'nin bakanlar kurulu kararıyla iki kez riskli alan ilan edildiğini anlatan Candan, bu kararlara yönelik olarak açtıkları ilk davanın iptal edildiğini, ikinci davanın ise devam ettiğini bildirdi. Candan, "Bu alan hepimize aittir, ben yaptım oldu mantığıyla proje uygulanamaz. Bu bakış açısıyla Saraçoğlu Mahallesinin geleceği risk altındadır. TOKİ ve Özelleştirme İdaresi oraya proje yapacaksa vay halimize. Bakanlık kapalı kapılar ardında değil kamuoyu önünde şeffaf şekilde katılımcı bir yöntemle süreci işletmek zorundadır" ifadelerini kullandı.