Anadolu Tanrısı Marduk'un Kıyametini, Meksikalı Mayalar Nasıl Bildi?

Anadolu Tanrısı Marduk'un Kıyametini, Meksikalı Mayalar Nasıl Bildi?

Dünyamıza gelip kıyameti kopartacak diye beklediğimiz Marduk’un adı nereden geliyor?

Dünyamıza gelip kıyameti kopartacak diye beklediğimiz Marduk’un adı nereden geliyor?

Aslında Marduk’un hikâyesine ayrıntılı bir biçimde girersek, kıyamet kopuncaya kadar işin içinden çıkamayız.
Marduk ve kıyamet efsanesi hakkında, konumuzun bütününde de yapacağımız gibi, ortalama olarak tüm tarafların üzerinde uzlaştığı ve arkeolojik ve yazılı kaynaklara dayandırılan özeti nakletmekte fayda var. Her ne kadar çoğu kaynak Babil tanrılarının kralı diye çok kestirme bir özetle yetinse bile, aslında Mezopotamya nın efsanevi kültürü Sümerlere ait yazılı buluntulardan ortaya çıkmış bir addır Marduk.

Gerçekten de özetlerde anlatıldığı gibi, Sümerler ve ardından gelen binlerce yılın farklı kültürleri tarafından, farklı adlar ile de olsa tanımı benimsenmiş, gittikçe antik insanların zihninde daha fazla yer etmiş bir kimliğin adıdır Marduk.

Aslında Sümerlerin arkeoloji tarihinde çok önemli bir yeri bulunan Enuma Eliş adlı destanın da rastlıyoruz Marduk adına. Çoğu ciddi araştırmacıların da tespit ettiği gibi Enuma Eliş adlı Sümer destanında Tanrıların kralı Marduk’un insanı balçıktan yarattığı ve onları kötüye karşı koruduğu, düzeni ve bereketi sağladığı anlatılır. İsa’dan önce 2 binli yıllara kadar uzanan antik yazılı kaynaklara göre Marduk un yaratılış destanı ile Tevrat ve diğer semavi dinlerin yaratılış hikâyeleri neredeyse birbirinin aynıdır.

Bu kısa bilgiden sonra ekleyebileceğimiz tek önemli nokta ise, Marduk’un,  bundan binlerce yıl önce yaşayan Mezopotamya kültürünü oluşturan ve sonrası birçok kültürde farklı adlar ile tahtını ve önemi koruyan ilk tek tanrı olma özelliğidir.
Bu konuda aslında anlatılacak çok fazla ilginç hikaye var. Ancak bizim mikroskopumuz altına aldığımız Marduk, dünyamıza gelip kıyameti koparacak olan tanrı olduğuna göre, konudan kopmamaya özen göstermekte ve özeti bu bilgiler ile bitirmek te fayda var.

MEZOPOTAMYA TANRISI İLE MAYA TAKVİ Mİ NE ALAKA?
Marduk ve Kıyamet senaryosunda çoğumuzun anlamadığı ve kafayı karıştıran en önde gelen konu, Marduk’un bu senaryo da Maya takvimi ile birlikte anılması konusudur. Birçoğumuz haklı olarak şunu sormaktadır. Madem Marduk, Mezopotamya kültürünün bir ürünüdür, koparacağı kıyamet de Maya’ların ve takvimlerinin ne işi vardır?
Öyle ya Mezopotamya nere, Junatan Yarım Adası antik geçmişi Olmek’ kültürünün bir parçası olan Maya’lar nere?
Marduk ve kıyameti teorisini ileri sürenler için düğüm işte tam da bu noktadadır?  Marduk kıyameti teorisyenleri, bundan binlerce yıl önce birbirlerinin varlıklarından haberi olma ihtimali olmayan, dilleri, kültürleri birbirlerinden farklı bu insan topluluklarının, bize şu anda akıl almaz gibi gelebilecek ortak paydalarını öne çıkartmakla, teorilerini kanıtlama çabası içerisine girmişlerdir.

Aslında, Marduk kıyameti teorisyenlerinin öne sürdükleri bu farklı kültür ortaklıkları tamamen üfürme ya da düzmece değildir. Hatta, gerçeği eldeki kanıtlara uydurma çabasından çok daha ileri bir ortaklıktır diyebiliriz. Bu konuda en basit örnek ise, gerçekten de, birbirini hiç bilmeyen aynı çağın farklı dünyalarını yaşayan bu insanların birbirlerinin neredeyse aynısı takvimler yapmakta ki ortaklığıdır. Gelecek yazılarımızda bu konuda ki tek ortaklığın aslında yalnızca takvimden ibaret olmadığına dair örnekleri vereceğiz. Şimdilik ilk önemli noktayı açıklamakla yetinelim.
Gerçekten de şaşırtıcı olan ise, binlerce yıl öncesinin olası teknolojisi ile birbirinden uzakta olan bu insanlar, birbirinin aynısı takvimi nasıl yapabilmişlerdir?

Bu sorunun yanıtını yazı dizimizin sonuna geldiğinde kendiniz çok rahat bulabileceksiniz. Biz şimdi Marduk ile Maya takviminin beklediğimiz kıyamet senaryosuna neden ortak olduklarına geri dönelim.
İnsanoğlu ve teknolojisi artık o denli gelişti ve ilerledi ki, çok yakın bir gelecekte yıllar önce yola çıkardığımız bir uzay aracı Pioner, bize Güneş sistemimizin en ucunda bulunan, Plüton’dan bilgiler göndermeye başlayacak. Güneşe bizden daha yakın komşumuz Mars’a gönderilen araçlar sayesinde her gün yeni, bilgi ve fotoğraflar almaktayız. Gün geçmiyor ki uzay bilim insanları evrenin karanlık dehlizinde her gün yeni bir acayiplik keşfetmesinler.

Ama aynı teknolojimiz, üzerinde yaşadığımız dünyanın derinlerine, geçmişine ve insanlık tarihinin karanlık noktalarına aynı teknolojiyi kullanarak ulaşmakta zorlanıyor. Plüton’a uzay aracı gönderebiliyoruz, Mars’a jeep indirebiliyoruz, Ay zaten artık arka bahçemiz ama 11bin 800 metre derinliğinde ki Mariana Çukuruna, bırakın insan indirip inceleme yapmayı, bir kamera bile indirmek o kadar kolay olamıyor.
Bilim dünyası, insanlık tarihi geçmişine net bilgiler elde etmek için uzayda ki başarısını gösteremiyor. Çok ciddiye alınacak Uygarlık Tarihçileri bile hala, elde ettiği bilgilerin eksiklerini Tevrat’tan tamamlama gayreti içerisindeler.
Bu nedenle Marduk ve Kıyamet öngörüsünde bulunan araştırmacılar da, iddialarını kanıtlamak zorunda olduklarından bir dizi matematiksel sağlama yapmak zorunda kalıyorlar.

Kıyamet iddiasında bulunma teşebbüsü sürekli yapılmıştır. Başta din kitaplarının en net ortaklıklardan birisi, bilim dünyasının 4-5 milyar yaşında olduğunu öne sürdüğü, dünyamızın bir gün gelecek dümdüz olacağını yazmaktadır. Ve dünya da bu yazılanlara biat eden insan sayısı da hiç az değildir. Aslında bu öngörüde doğanın tabiatına hiç te aykırı değildir. Her şeyin kuşkusuz bir ömrü olması çok tabiidir.
Ama zor olan bu öngörünün tarihini verebilme cesaretine ve kanıtına sahip olma durumudur. Öyle ya, din kitaplarında kıyamet öngörüsünde bulunan Tanrı’dır. Tarihini verir vermez bu da ona kalmıştır. O sadece bir dizi belirtileri bildirmiş, kesin tarihi bildirmekten kaçınmıştır. Nedeni ise sorulmaz sorgulanamaz tabii olarak.

Oysa Marduk ve Kıyamet teorisi sahibi araştırmacılar sadece insandır. Bu nedenle emin oldukları araştırma sonuçlarını bir şekilde sağlama yapmak durumundadırlar. İşte Mezopotamya’nın tanrısı Marduk ile çoook uzaklarda, Meksika körfezinde ki Maya kültürü bu şekilde Marduk kıyametimize ortak olmuştur. Özetle bu senaryoda Maya takvimi, Marduk’un koparacağı kıyametin tarihini verme ile görevlendirilmiştir.
Böylece Sümerlere ait olduğu düşünülen ve aslında bir gök cismi olduğu varsayılan Marduk un, dünyamıza 3600 yılda bir gelip, yarattığı insanlara ders vermesi, ortalığı alt-üst etmesi ip uçlarının tarihi, Mayaların yaptığı takvimlerin bitirildiği 21 Aralık 2012 ye denk gelmesi ile uzlaştırılmıştır.
İşte bu çok özet bilgi ile bizim beklediğimiz kıyametin adı “Marduk ve 2012 Maya Kehaneti” olmuştur. Bizim bir kısmımızın ciddiye alıp önlemler aldığı, bir kısmımızın meraklı ama kaygısız beklediği, bir kısmımızın ise “safsata” dediği, Marduk ve Maya Kehaneti ilişkisi özeti budur.
Gelecek yazımızda MARDUK İLE RANDEVU 2012 kitabının yazarı Araştırmacı Burak Eldem ‘in, bu bölüme ilişkin notlarını da okuyacaksınız.
Ayrıca,gelecek Bölümde Marduk  ve Kıyamet Teorisi Safsata mı? Özetini vermeye çalışacağız.