AKP'li Belediyeden Şok Karar!

AKP'li Belediyeden Şok Karar!

Malatya belediyesi, Karakavak Mahallesi’ndeki Ahmet Kaya'nın doğduğu evin bulunduğu Seyit Onbaşı Sokağı'nın ismi Ahmet Kaya Sokağı olarak değiştirildi.

GİTTİ SEYİD ONBAŞ, GELDİ AHMET KAYA

AKP’li Malatya Belediyesi Milli Mücadele kahramanlarından olan Seyit Onbaşı’nın adını taşıyan sokağın adını Ahmet Kaya’nın adı ile değiştirdi.

AKP'li Malatya Belediyesi Aralık ayı Olağan Meclis Toplantısı, Belediye Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi.

Gündem dışı verilen tekliflerin gündeme alınmasının ardından gündem maddelerinin görüşülmesine geçildi. İmar ağırlıklı gündem maddelerinin görüşüldüğü toplantıda, imarla ilgili maddelerin bazıları kabul edilirken bazıları da İmar Komisyonu’na havale edildi.

AKP'Lİ MALATYA BELEDİYYESİ DEĞİŞTİRDİ 

Meclis toplantısında, daha önce Karakavak Mahallesi’ndeki bir sokağa verilen PKK’lı Ahmet Kaya’nın ismi, Özalper Mahallesi’ndeki doğduğu evin bulunduğu sokak adı olan Seyit Onbaşı ismi ile yerinin değiştirilmesi kabul edildi.
Türklüğe hakaret, PKK’ya yardım ve yataklıktan tutuksuz yargılandığı 1999 yılında yurt dışına kaçan Ahmet Kaya, “Yeni aldığım arabamı şerefsizlerin ülkesinde bıraktım” diyerek Türkiye’de yaşayan herkesi ’şerefsiz’ ilan etmişti.

Türk diye bir ırk yoktur diyen, Ne Mutlu Türküm yazılarını sildiren AKP, şimdi de Çanakkale Savaşı'nda gösterdiği kahramanlıkla adını Türk tarihine yazdıran Seyit Osman’ın adını Malatya’dan silip yerine Ahmet KAYA'nın ismini yazdırarak kendilerine yakışır bir karara imza atmış oldular.

MHP İL BAŞKANLIĞI TEPKİ GÖSTERDİ


Malatya Belediye Meclisi tarafından ‘Onbaşı Seyid’ İsimli sokağın Ahmet Kaya Sokağı olarak değiştirilmesine ilk tepki Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Av. Arif Yıldız’dan geldi; “Kimin ve kimlerin talimatı ile değiştiriliyor?”

Yıldız, sokak isminin değiştirilmesi ile ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada; Milli Mücadele Kahramanlarından Seyid Onbaşı’nın isminin silinip yerine Ahmet Kaya’nın isminin verilmesi düşündürücüdür. Türk Ordusu’nun belki de en eski rütbesi olan “Onbaşı” rütbesine layık görülen Seyid Onbaşı’nın isminin silinmesi yenilir yutulur cinsten değildir. Yurt dışına kaçarak yıllarca Türkiye aleyhine türlü vesilelerle kara propaganda yapan Malatya’da hiçbir mazisi olmayan şarkıcı Ahmet Kaya’nın Malatya’da doğduğu sokağa verilmesi manidardır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Malatya Belediye Meclisi’nin bu yanlış kararından dönmesini bekliyoruz, dedi.

SEYİT ONBAŞI KİMDİR

Seyit Onbaşı, 1889 yılının Eylül ayında Havran İlçesi Çamlık (Manastır) köyünde dünyaya geldi. Babasının adı Abdurrahman, annesinin ki Emine idi. Seyit, 1909 yılının Nisan ayı başlarında askere alındı. 1912'de Balkan Savaşları'na katıldı. Savaş bitiğinde terhis edilmedi ve topçu eri olarak Çanakkale Cephesi'nde görev aldı. Çanakkale Savaşları'nda gösterdiği kahramanlıkla adını Türk tarihine yazdırdı. Seyit Onbaşı 1918 sonbaharında köyüne döndü. Sanatı olan ormancılık ve kömürcülüğe devam etti. 1934 tarihinde yürürlüğe konan soyadı yasasıyla "Çabuk" soyadını aldı. 1939 yılında akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle vefat etti.

İŞTE O AN

18 Mart günü saat 17.00 olmuştur. Deniz savaşı bütün hızı ve şiddeti ile devam etmektedir. O ana kadar Türk topçusunun maharetli atışları ve Nusret’in gizlice döktüğü mayınlarının yardımı ile düşmanın, Bouvet zırhlısı batırılmış, Inflexible ve Irresistible ise ağır yaralanarak yan yatmış, düşmanda bir panik havası görülmeye başlanmıştı.
Yan yatmış olan Irresistible’in hemen yanından, Ocean isimli zırhlı, bağından boşanmış azgın bir at gibi, tekme savururcasına, sağa sola ateş kusarak pervasız bir şekilde ileri gitmeye başlamıştı. Bilhassa Rumeli Hamidiye ve Rumeli Mecidiye tabyaları bu zırhlının açtığı ateşlerle toz duman içinde kalmıştı.

Tam o sırada Rumeli Mecidiye tabyasının ağır toplarının bulunduğu kısma Ocean’ın fırlattığı büyük bir düşman mermisi düşmüş, tabyanın cephaneliği isabet aldığından büyük bir infilak meydana gelmişti. Taş toprak ve insan parçaları havaya savrulmuş, tabya toz bulutları içinde kalmıştı.

Tabyada topçu yardımcılığı yapan, Balıkesir’in Havran-Çamlık (bügünkü ismiyle Kocaseyit) Köyü’nden Mehmet oğlu Seyit Onbaşı, patlamanın tesiriyle üzerine örtülmüş olan taş toprak parçalarını silkeleyip, başını kaldırdı, sağa sola bakındı. Hâlâ yaşıyordu. Şükür yaralanmamıştı da. Yanıbaşında takım arkadaşı Ali’yi gördü:

-Arkadaşlar nerdeler?

-Arkadaşlar mertebelerini buldular. Hepsi şehit oldular. Sadece sen ve ben kaldık.

Seyit doğrulup boğaz sularına bir göz attığında çok heyacanlandı. Düşman zırhlılarından bir tanesi (Ocean) sağa sola alev kusarak hızla ilerliyordu. Hemen istihkamdaki toplara bir göz attı. Bir tanesi dışında hepsi kullanılamaz derecede hasara uğramıştı. Çalışır vaziyette olan topa ait mermileri kaldırıp namluya sürülmesine yardımcı olan vinç tertibatının parçalanmış olduğunu fark etti. Ama birşeyler yapmalıydı.

Yerde, çalışabilir vaziyetteki topa ait dört adet mermi vardı. Sağına soluna bakındı başka mermi de kalmamıştı. Topun atış yapabilmesi için yerde duran mermilerin, birkaç basamaktan oluşan topun merdiveninden yukarı çıkarılıp namlu haznesine sürülmesi gerekiyordu. Ani bir kararla mermilerin yanına gitti. Arkadaşına:

-Gel Ali! Yardım et de şu mermiyi sırtıma alayım. Dedi. Arkadaşı şaşkın şaşkın bakarak:

-Bu mermilerin her biri 215 okka(275 Kg.) çeker. Kaldıramazsın Seyit! dedi.

-Bir deneyelim! diye cevap verdi.

Ellerini toprağa bulayıp tuttukları mermiyi Seyit’in sırtına koymaya muvaffak oldular. Seyit kemiklerinin çatırdadığını duyar gibi oldu. Gözlerinin önünden şimşekler geçtiğini zannetti. Boyun damarları parmak gibi dışarı çıkmıştı. Hafif sendeledikten sonra topun merdivenlerini teker teker, yavaş yavaş çıktı. Arkadaşının yardımiyle mermiyi topa sürmeye muvaffak oldu. Nişan tertibatını yeniden ayarlayarak besmeleyle ateşledi. Bu üçüncü mermi, gemiye kıç tarafından su hizasından isabet edip patladı. Geminin dümen tertibatı parçalandı. Dümensiz kalan gemi geniş yaylar çizerek başıboş sürüklenmeye başladı.

Koşar adım yanlarına gelen batarya komutanı Hilmi Bey, yanlarında iki Alman subayı olduğu halde takdir dolu gözlerle bakarak:

-Sen miydin Seyit? Vurdun gemiyi, dedi.

Ocean sulara gömülüyor

Az sonra kulakları sağır eden bir patlama oldu. Denize baktıklarında az önce Seyit’in dümenini tahrip ettiği, başı boş dolaşmaya başlayan geminin, siyah dumanların içinde kaldığını, dumanlar biraz dağıldığında da yan tarafa doğru yatmakta olduğunu gördüler. 

Kaynak:etikhaber/cihan/zaman/dea