'AIRBUS 310 seccademize hoş geldiniz'

'AIRBUS 310 seccademize hoş geldiniz'

 
GURURLANMA PADİŞAHIM,
DEĞİLSİN PEK AHIM ŞAHIM

Geçenlerde, Meclis Başkanı Cemil Çiçek’le, sarayları gezen hünkâr Erdoğan’ın, Dolmabahçe’den ‘daha güvenlikli’ diye tahtını, Yıldız’a taşıyacağı iddiasını, Haber Artı Türk sitesi ortaya attı. Aslında çok yakışır! Yıldız Sarayı’na taşınan Abdülhamit gibi burada Yıldız Mahkemesi’ni yeniden hayata geçirir. Mithat Paşa ve Mahmud Celalettin Paşa’nın idam cezalarının verildiği, bu mahkemenin de müşterisi çok olur! Nasıl ki Osmanlı matbuatında ‘Yıldız’, ‘burun’ kelimeleri zinhar yasaktı. Günümüz versiyonunda da ‘diktatör’, ‘ampul’, ‘tazyik’ gibi sözcükler topyekûn men ediliyor. ‘Demokrasi Paketi’ ile eşgüdüm, sansür, yıldırma, sindirme gazaları çoktan başlamış durumda. Giresun’da yedi liseli genç, AKP’nin alamet-i farikası ‘ampulü’,başbakana atfedince, 235 gün hapis cezasına çarptırıldılar. Çocuklar ‘avize’ dememiş, ‘aplik’ diye ağızlarından laf çıkmamış, ‘priz’ diye bir kelime kullanmamış, ‘uzatma’ akıllarına gelmemiş.‘Kontrol kalemi’ benzetmesi yapmamış. ‘Floresan’ zaten konumuz dışı…

GONDOLUN KÜREĞİ

Yazar Emrah Serbes’e de Erdoğan’a ‘tazyik’ yakıştırması yaptığından, 12 yıl ‘sürekli istirahat’ istemiyle dava açıldı. Zat-ı âlinizin, makam araçlarından biri olan ‘TOMA’lardan esinlenmiş arkadaş. O günlere bir dönecek olursak, Taksim, fışkırtılan ‘tazyikli sularla’, Venedik’e dönmüştü. Eylemciler ‘gondola’ binse evlaydı doğrusu. Ama kürekleri, sargı bezi, Talcid, baret, maske gibi suç unsuru teşkil ederdi! Geç bunları be usta! Yıldız Sarayı’na taşınırsan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi Dolmabahçe’nin penceresinden Kadıköy vapurundan inen kadınların kıyafetine de bakamayacaksın bundan böyle. Hoş bu işe artık ‘kadın dekoltesinden’ sorumlu AKP genel başkan yardımcısı Hüseyin Çelik bakıyor. Sarayına, tahtına, kaftanına bakıp, “Gururlanma padişahım, değilsin pek ahım şahım.” demek geliyor içimden, gazabına uğramazsak şayet. Şu yerel seçimlere odaklansan artık. Anketler fena diyor.

TIRNAK KONTROLÜ

Son olarak ‘yerel seçim fuarı’ da açıldı. Burada belediye başkanı aday adaylarına, monitör karşısında konuşturup, kayıt yapma hizmeti verilecek. Sonrasında, bu çekimlerin hangi kanallarda yayınlanabileceği ise meçhul. En azından aday adayları bu surette ‘ekran hasretini’ gidermiş olacak. CHP’nin İstanbul Belediye Başkanı aday adayının Mustafa Sarıgül mü, yoksa Yılmaz Morgül mü olacağı ise, henüz kesinlik kazanmış değil. Herhalde 30 Haziran’a kadar(!) bir karara varacaklardır. Malumunuz yerel seçimler 30 Martta…

DEVLET BAHÇELİ

Seçim atmosferine devam edecek olursak, MHP’in yerel seçim adaylarına dağıttığı ‘Davranış Kuralları Kitapçığı’nda ‘tırnak kontrolü’ de var mıdır bilemiyorum! Pahalı arabalara binmemekten (Belediye başkanlığını kapıp, daha ihalelere girilmedi ki!), seçmenin gözünün içine bakmaktan (Başka nereye bakacaktı ki!), vitamin ve antidepresan almaktan (Seçimden sonra da işe yarar!), herkesle tokalaşmaktan (‘Kafa tokuşturmak’ bu seçimde yok galiba), masumiyet rengi diye niteledikleri ‘beyaz gömlek’ giymekten (İdam gömleğinden esinlenilmiş olmalı!),  günde 2 saat hayal kurmaya kadar (Bu süre bir hayli az) bir sürü görgü kuralları sıralanmış. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ettiği yemin gibi adaylar da“Vallahi, billahi iktidara geleceğiz” de derler mi acaba? Ama ‘çarpılırlar’ yav! Son günlerde ‘oto tamirciliğine’ de soyunan Devlet Bahçeli, “AKP’nin şanzımanı CHP, motoru BDP, direksiyonu PKK” diyor. Bu durumda MHP’ye ‘egzoz’ mu kalır, ‘vites kolu’ mu düşer? O kararı size bırakıyorum.

MİLLİ BİBER GAZI

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Newyork’taki yakın temasları sırasında ‘Gezi Parkı eylemlerine 100 kişinin katıldığını’ parmak hesabı yapmıştı. 130 bin biber gazının atıldığını hesaba katarsak, eylemci başına 1300 kapsül düşüyor ki, bu rakam, ‘gayri safi milli hâsıla’ açısından, Türkiye’nin bir hayli gelişmişliğini gösteriyor. Sosyal devlet bu işte! Ne diyor Başbakan Erdoğan’ın saç-baş danışmanı Yiğit Bulut, “Bu ülkede gerçek sosyalist, Recep Tayyip Erdoğan’dır.” Yiğidim, aslanım ‘asosyalist’ de anlaşalım mı ne dersin? Cumhurbaşkanı da, 100 eylemci kotasıyla, Başbakan Erdoğan gibi ‘sıfırları atma’ kervanına katılmış oldu. Bu arada hükümetin özelleştirme politikalarına ters olarak, biber gazını ‘millileştirmesi’ sonucu, zehir tüketiminin 2-3 katına çıkabileceğini önceden kestirmek mümkün.

MEDYUM TAKVİYESİ

Zaten polisin yetkileri de arttırılıyor çok şükür! Emniyet kadrolarına ‘medyum takviyesi’ yapılacak. Olay çıkarma, eylem yapma olasılığı olan kişilerin(!) ayaküstü ‘beyin tomografileri’ çekilip, mahkeme kararı almadan apar topar gözaltına alınabilme imkânı doğuyor. Dolayısıyla mahkeme önündeki ‘yığılmaların’ da önüne geçilmiş olacak! ‘Özel yetkili mahkemelerin’ ardından, ‘hususi inisiyatifli’ emniyet güçleri geliyor.
 
KURBAN DERİLERİ
 
Kurban derilerini toplama mevzuatı, Türk Hava Kurumu’nun elinden alınıp, ‘takke-tekke grubuna’ devredildi. Havacılığa katkı için düşünülmüş bu uygulamadan sonra, artık herhalde ‘seccade’ ile uçacağız: “Ustanız’ konuşuyor; sayın müminler, A.K. 2023 sefer sayılı, AİRBUS 310 seccademize hoş geldiniz. ‘Düşüş süremizi’ 45 dakika olarak planlamış bulunmaktayız. Şimdi kuşaklarınızı bağlayıp, taburelerinizi dik duruma getiriniz. Hayırlı yolculuklar.”