'Ahmet Kaya'ya yapılanları unutmayın'

'Ahmet Kaya'ya yapılanları unutmayın'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.

"ÇÖZÜME KATKI SAĞLAMAK İÇİN NE YAPTILAR?" 

CHP ve MHP'nin terörün çözümü konusunda hiçbir şey yapmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, "30 yıl boyunca CHP'nin ve MHP'nin de muhalefette oldukları dönemler oldu. Çözüme katkı sağlamak için ne yaptılar ? 

08 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Siirt'te olacaklarıı belirten Başbakan Erdoğan, "Siirtli hanım kardeşlerimizle bu önemli günü tüm boyutlarıyla ele alacağız. Kadına yönelik şiddeti, kadına kalkan eli şiddetle lanetlediğimizi, bunu durdurmak için de her türlü tedbiri aldığımızı ve alacağımızı ifade ediyorum. Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin tahammülü yoktur" dedi. 

"TÜM O ŞİDDET SAHNELERİNDEN KURTULACAĞIZ"

Hükümet olarak bu meselenin üzerine kararlılıkla gittiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Kadına şiddet konusu başta muhalefet olmak üzere kimi çevreler tarafından siyasi istismar aracı olarak kullanılıyor. Bu konuda bilimsel araştırmalar yapılıp veriler derlendiği için şiddette artış var gibi lanse ediliyor

Geçmişte bu konuda hiçbir veri toplanmamış. Biz bilimsel olarak da gittiğimiz için rakamlarla oynayarak şiddette artış var diyenler çıkıyor. Tam tersine şiddete karşı kapsamlı tedbirler aldık. Etkili olduğunu da gördük. Yasalar ve toplumsal bilincin artmasıyla tüm o şiddet sahnelerinden kurtulacağız" diye konuştu. 

MÜSLÜM GÜRSES'İN VEFATI 

Müslüm Gürses'in vefatı ile ilgili olarak Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Kendisine bir kez de buradan rahmet niyaz ediyorum. Gürses, sadece bir ses sanatçısı değildi. Geride çok önemli eserler bıraktı. Gençliği derinden etkileyen verdiği mesajlarla sevgiyi çoğaltan bir sanatçıydı. Bir itirazın, bir toplumsal muhalefetin de unutulmaz önderiydi. Duyguların temsilcisiydi, o duyguları yaşayan insanların da onun arkasında yürümesinin zeminini hazırladı."

"AHMET KAYA BENİ PINARHİSAR'A UĞURLAYANLARDAN BİRİYDİ"

Arabesk müziği halen tartışıldığı belirten Başbakan Erdoğan, "Onu da dinleyenler var. Neden rahatsız oluyorsun? Bunlar bizim zenginliklerimiz.

Boyunları büküktü, sazlarından başka bir şeyler yoktu ama isyan ettiler. Cem Karaca yıllarca gurbete mahrum oldu. Ahmet Kaya gurbette hayata gözlerini yumdu. Seversin sevmezsin o ayrı konu. Şivan Perver benzeri bir tek tipçi anlayışın neticesinde doğduğu topraklara hasret olarak yaşıyor. Ahmet Kaya’ya yapılanları unutmayın. Salondan zor kaçırıldı Ahmet Kaya. Ama Aynı Ahmet Kaya beni Pınarhisar'a uğurlayanlardan biriydi. O da duyguların insanıydı çünkü. Belediye başkanlığı dönemimde de kendisiyle bu noktadaki münasebetlerim çok çok farklıydı. Bugün de aynı şeyler var. Beğenirsin ya da beğenmezsin ama halkın tercihlerine saygı duymak zorundasın" dedi. 

"ŞEHİT AİLELERİ HİÇ TEDİRGİN OLMASIN"

"Şehit aileleri hiç tedirgin olmasın" diyen Başbakan Erdoğan şunları söyledi: "Gazilerimiz asla tereddüt içinde olmasın. Bizim şehitlerimiz hangi yolda ise biz de o yoldayız. Bizim gazilerimiz düşmanlarına nasıl davrandıysa biz de aynen o şekilyde davranacağız. Aynı istikametteyiz. Biz yenilginin jargonuyla konuşan bir millet değiliz. Hiçbir zaman böyle olmadık. Bizim muhaliyemizdeki Türkiye, çok büyük bir Türkiye'dir. Biz CHP ve MHP Genel Başkanı'nın muhaliyesindeki ürkek ve küçük Türkiye'yi tanımadık ve tanımıyoruz. Bu nasıl bir milliyetçiliktir ? Kendi ülekesini bu kadar küçük, bu kadar ürkek, bu kadar korkak gören, kendi ülkesini sürekli yenilgi ile anan birisi nasıl milliyetçi olabilir ? Bu ülkenin şehitleri en son şehit kendileri olsun umuduyla canlarını verdiler. Kendileri annelerinden sonra hiçbir anne ağlamasın diye canlarını ortaya koydular. Bu şehitler bu ülkenin huzuru ve birliği için canlarını ortaya koydular. Şehit ve ailelerini istismar edip bu ülkeye korkaklık ve bunun yanında fitne salmak milleyetçilik değildir ve olamaz." 

"ÇÖZÜME KATKI SAĞLAMAK İÇİN NE YAPTILAR?" 

CHP ve MHP'nin terörün çözümü konusunda hiçbir şey yapmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, "30 yıl boyunca CHP'nin ve MHP'nin de muhalefette oldukları dönemler oldu. Çözüme katkı sağlamak için ne yaptılar ? Koca bir hiç. CHP'nin bu süreçte yaptığı sadece birkaç rapor hazırlamak. Şu anda geçmişte hazırladıkları o raporların dahi gerisindeler. MHP bu süreçte küfretmekten, hakaret etmekten ve öfke ve nefreti büyütmekten bir de şehit cenazelerini istismar etmekten başka hiçbir şey ama hiçbir şey yapmadı. Her Salı Bahçeli'yi dinleyin nefret, kin, intikam, küfür ne isterseniz var. İktidarda oldukları zamanda çözüme yanaşmadılar. Muhalefette oldukları dönemde de çözdürmediler. 30 yıl boyunca nasıl direttilerse bugün de aynı şekilde diretiyorlar. Dikka edin. Hiçbir tasarıları yok. Hatta neye karı çıktılarını bile bilmez haldeler" diye konuştu. 

"DOĞRU. YALAN SÖYLEYENDEN BAŞBAKAN OLMAZ"

Kılıçdaroğlu'nun 'Yalan söyleyenden Başbakan olmaz' sözlerine Başbakan Erdoğan, "Bakın bu süreçte CHP Genel Başkanı'nın tek söylediği söz işte budur. Yalan söyleyenden Başbakan olmaz. Doğru. Bunun içinde Kemal Kılıçdaroğlu bu ülkede Başbakan olamadı ve ayalan söylemeye devam ettiği sürece de Başbakan olamayacak. Biz süreci başlattığımızda bize kredi vermekten bahsettiler. Şu anda geldikleri noktada ulusalcılar CHP'yi tamamen ele geçirmiş CHP'yi eski günlerine kuyunun dibine yeniden çekmiş durumdalar" dedi. 

"SINIRSIZ BİR ÖZGÜRLÜK OLAMAZ"

"Bu sürece destek vermek sadece siyasilerin görevi değildir" diyen Başabakan Erdoğan, şöyle devam etti: "STK'ların ve medyanın da görevidir. Basın özgürlüğü diyorlar. Balıkesir'de İmralı görüşmelerini yayınlayan gazete ile ilgili ifadelerim oldu. Dikkat edin. Hiç kimse bu gayri milli yayıncılığı eleştirmiyor. Hiç kimse bu sabotajın üzerine gitmiyor. Köşelerinden o bildik yazarlar bize basın özgürlüğü dersi vermeye kalkıyor. Sınırsız bir özgürlük olamaz. Kimse kimsenin özgürlük alanına tecavüz edemez. Kendi özgürlük alanında oynarsın. Eğer kendi özgürlük alanını geçiyorsan o zaman mütacaviz durumuna düşersin. Kimse kusuru bakmasın. Medya nasıl kendine göre bir özgürlük alanı ilan ediyorsa hem de milli çıkarları dahi çiğneyerek yayın yapacak kadar özgürlüğü suistimal edecek kadar özgürse biz de hissiyatımızı açıklamak konusunda ve sorumluluk üstlenen insanlık olarak bir Başbakan olarak, Bakanlar olarak, Millevekillleri olarak bizler de en az onlar kadar özgürüz. Biz eleştirimizi açık açık dile getiririz. Ama aynı zamanda sansürün karşısında gazetecilerden de önce dururuz. Hiçbir devirde yazamadıklarını yazıyorlar. Biz onlara kürsülerden cevap vermiyoruz. Bunlar gitsinler mahkemelerde cevap versinler. Kimse de mahkemeye gönderme diyor."

"NASIL SIZDIRILDIĞINI KISA ZAMAN İÇİNDE AÇIKLARIZ"

Başabakan Erdoğan, "Basın özgürlüğü diyenler ABD’ye baksın. Orada medya milli meseleler karşısında milli tavır göstermeyi başarıyor. CHP ve MHP, terör örgütünün bu ülkede siyaseti şekillendirmesine zemin hazırlamışlardır. Aynı şekilde medya kuruluşları yaptıkları yayınlarla terör örgütüne oksijen sağlamıştır. Biz malum medya ile değil, CHP ve MHP ile değil milletimizle yürüyoruz. Biz son noktayı koyuncaya kadar ortada dolaşan her belge, bilgi dedikodudan öteye geçmez. Şu anda dolaşan belgelerin de kimler tarafından nasıl sızdırıldığını kısa zaman içinde açıklarız. Kimin ne söylediğine değil bizim ne söylediğimize bakın" dedi. 

"MİLLETİM BİZE İNANSIN YETER"

Başbakan Erdoğan, "Biz bu süreci başarıyla bitirmek zorundayız. Biz kanı durdurmak için adeta çırpınıyoruz. Bu süreçte hiçbir taviz vermeyiz, terörle mücadeleden geri adım atmayız. Milletimizin desteği oldukça her sabotajı ezer geçeriz. Milletimiz bize inansın gerçi Kılıçdaroğlu inanmıyor, inanması da önemli değil ama milletim bize inansın yeter" diye konuştu.