'Ahmet Kaya akil olmazdı'

'Ahmet Kaya akil olmazdı'

Kürt sorununu yıllar önce dile getiren ve barış mesajları veren Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya 'çözüm sürecini' değerlendirdi: Gelişmeler önemli. Kardeşler kol kola girerek güçlü Türkiye'yi yaratmak zorunda.

İmralı ile görüşmeler ve çözüm süreci devam ederken, 13 yıl önce kaybettiğimiz sanatçı Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya süreç hakkında AKŞAM'a konuştu. İşte Gülten Kaya'nın açıklamaları:

ÇÖZÜM için şu ana kadar atılan en somut adım İmralı ve Kandil ile yapılan görüşmeler. Akil insanlar heyeti ve Meclis'te daha geniş bir konsensüs ile kurulmasını umduğum komisyonu da bu adımların içinde sayabiliriz. Kürt tarafında da atılan adımların en önemlisi 21 Mart'ta okunan metindi. Ondan önce rehinelerin salıverilmesi, Kürt politikacıları ve sivil toplumunun gösterdiği azami özen ve birleştirici dil, İmralı ile Kandil arasında gösterdikleri çaba da son derece olumlu.

FAZLA BİR SEÇENEK YOK

TÜRKİYE'NİN fazla bir seçeneği yok. Kardeşler kol kola girerek tarihsel zaaflar ve ateş altındaki bir bölgede daha uygar, demokratik ve güçlü bir Türkiye yaratmak zorunda. Kürt meselesi ve demokratikleşme sorunu başta olmak üzere, Türkiye'nin başını uluslararası zeminlerde önüne eğmesine neden olan birçok tarihsel ayıptan azade olması gerekiyor.

GÖRMEZDEN GELDİK

İLK ve en önemli adım yeni ve tertemiz bir Anayasa yaparak, bu anayasada bu güzelim topraklarda yaşayan tüm halkları ve kültürleri selamlayarak, tüm insani hak ve özgürlüklere sayfa ayırarak atılabilir. Demokrasisi eksik bir cumhuriyeti demokrasiye kavuşturabilirsek, şimdi tanıklık ettiğimiz her şeyi gelecekte gururla anlatabiliriz çocuklarımıza ve torunlarımıza.

LEYLA Hanım'ın (Zana), 'Bu işi Başbakan çözer' cümlesi doğru. Zira tüm araçlar ve enstrümanlar işin doğası gereği her zaman iktidarın elinde. Eksik olan kararlılık ya da belki bizlerin göremediği başka bazı dirençlerdi. Öte yandan Kürt halkı yıllarca alanlarda bir araya gelip hepimizin gözü önünde "PKK halktır, halk burada" diye slogan atıp, "Öcalan irademizdir" diye Meclis'e milyonlarca imza verdi. Sadece bizler görmezden geldik. 

İyileşmek istiyorsak ve bunda kararlıysak hiç değilse şimdi açık konuşmak zorundayız. Bu işin tarafları öncelikle Sayın Başbakan ve Meclis'teki temsiliyet oranı üzerinden de AK Parti Hükümeti ve Kürt halkının genel temsiliyetidir. Elbette İmralı-Kandil-Diaspora ve bu topraklarda yaşayan tüm diğer halklarla beraber Kürt halkı da bu sürecin kendiliğinden tarafı ve müdahilleridir. İki taraf açısından da sağlanacak çoğulcu temsiliyet sürece güç katacaktır.

ZAVALLI ÖNGÖRÜSÜZLER

BU süreçte kaybeden 'vuran ve vurulanlar' olur. Çok net. Biz bu ülkenin kazanmasından yanayız. Başımızı biraz kaldırıp şu globalleşen dünyaya bakalım. ABD hapşırdığında binlerce kilometre ötedeki bir ülke nezle oluyor. Dünya ve insanlık sadece demokrasiyle, haklar ve özgürlüklerle, doğru çevre bilinci ve önlemleriyle yol alır artık. Bunun dışında kalanlara ya da buna direnenlere 'zavallı öngörüsüzler' diyebiliriz sanırım.

Barış olunca Van Gölü'nde şarkı söyleyecekti

AHMET Kaya'nın inandığı cümle şuydu: Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Dolayısıyla, bizler görelim ya da görmeyelim ki umarım görürüz değişimin ve gelişmenin sonsuzluğuna inandık hep. O, sürgünde ülkesine olan özlemini dile getirirken kurduğu cümleler manipüle edilerek aktarılmasaydı şunları duyacaktık: "Ben tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir Türkiye için yola çıktım ve onun dürüst bir yurttaşı olarak yaşamak istiyorum." Elbette bir sanatçı olarak özlemleri de hayalleri de büyüktü. Mesela artık yüzümüzü dağlara dönüp ağlamayalım istiyordu. Bu savaş bittiğinde gidip Van Gölünün kıyısında oturmak ve şarkılar söylemek istiyordu. Ne yazık ki artık sadece bunlar gibi hayalleri kaldı geriye.

AKİL İNSANLAR LİSTESİNDE OLMAZDI AMA

AHMET sanırım akil insanlar listesinde olmazdı. İflah olmaz bir muhalif olarak resmiyet gerektiren, hatta kravat takmayı gerektiren hiçbir şeyin içinde olamaz ama şarkılarıyla ve kalbiyle bu sürecin başkaca her yerinde olurdu. Şarkılarını omuzlar ve Karadeniz dağlarından, Toros yaylalarına, oradan Ege'ye ve Kandil dağlarına kadar her yere şarkılarını taşırdı. Onun silahı şarkıların iyileştirici gücü olurdu.