Açılım açıldı mı?

Açılım açıldı mı?

“Ayrı devlet Kürtlerin yararınadır”, diyen ya yalan söylüyor ya da gerçeği göremiyor. Petrol zengini olacaklarmış!

80’li yılların başı, çalıştığım okulda bir ara 100 dolayında öğretmen var. TÖB-DER üyesi arkadaşlar birbirimize daha yakın duruyoruz. Övünçle söylemeliyim; en yetenekli arkadaşlar TÖB-DER’li. Okul dışında da gündemimiz çoğu kez eğitim. Kim Çerkez, kim Kürt, kim Alevi, kim Sünni; bilmiyor, merak da etmiyoruz. Zaten Türkiye’de de böyle bir gündem yok. Yalnızca din dersi öğretmenleriyle insanın türeyişi ve benzeri konularda alttan alta bir çekişme anımsıyorum. Bu çekişmenin kaynağı da yine öğretmenler değil; ülkeyi yöneten gerici iktidarların her fırsatta öğretim programlarını kendi kafalarına göre değiştirmeleri.
Güneydoğu’da terör olayları başladığında öğrendik ki içimizden bazıları Kürt’müş. Açılımın açılmaya başladığı dönem olmalı. Güneydoğu’dan haberler geldikçe birbirimize karşı çekingen davranmaya başladık. Açılım geliştikçe çekingenliğimiz kuşkuya ve giderek güven bunalımına dönüştü. Karşılıklı olarak lafımızı, sözümüzü ölçüp biçer olduk. Daha sonra da zaten bir arada rahat edemedik. Oturduğumuz lokalleri, kahvelerimizi ayırdık ama henüz birbirimizin boğazına sarılmış değiliz.
Ne geçti aradan; siz deyin 25, ben diyeyim 30 yıl. Dostluk, arkadaşlık ilişkisinden; gele gele ‘iki ayrı devlet’e kadar geldik. Kürt beylerinin bağımsızlık istemi masamızda bekliyor.
Peki ne olacak şimdi?
“Ayrı devlet Kürtlerin yararınadır”, diyen ya yalan söylüyor ya da gerçeği göremiyor. Petrol zengini olacaklarmış!
Sokaktan geçeni çağır, sor. Herkes bilir ki 10 varil petrol çıkarsa 7’si Obama’nın, geriye kalan 3’ü de Barzani ile şürekasınındır. Petrolün, “bekçilik yapma” dışında halkı ilgilendirecek bir yanı yok ama önerme de büsbütün yanlış değil. Ayrı devlet, Kürtlerin olmasa bile kimi Kürt beylerinin yararına olabilir.
Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni… kavga yapacak; küresel efendiler kazanacak.
Ayıp değil mi; bizler bu kadar aptal mıyız?