“120 Milyar dolar gitti, Mağdurum“ dedi , Yine Savcı'ya yüklendi...

“120 Milyar dolar gitti, Mağdurum“ dedi , Yine Savcı'ya yüklendi...

Başbakan Erdoğan, son süreçte yaşananlar nedeniyle Türkiye’nin yaklaşık 120 milyar dolar zarar ettiğini söyledi.

İL BİNASINI AÇTI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılışlar için hafta sonunu geçirdiği Manisa’da, Akpi il binasının açılışını yaptı.

Kenan Evren Sanayi Sitesi Bankalar Caddesi’nde 1.5 yıl önce yaklaşık 1 milyon lira harcanarak yaptırılan Akp Manisa il binası bu sabah düzenlenen törenle açıldı.

Törene, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, partinin Manisa milletvekilleri, il yönetimi, ilçe yönetimi ve partililer katıldı. Başbakan Erdoğan, il binasına geldiği sırada, kendisini kapıda karşılayan Çağatay Uluçay İlkokulu 2’nci sınıf öğrencisi 7 yaşındaki Beyza Dursun, üzerinde, 'Sevgili Tayyip dedeciğim seni çok seviyorum ve senin için dua ediyorum. Ellerinden öperim' yazılı kartpostalı verip evlerine davet etti.

HAYIRLI OLMASINI DİLEDİ

Başbakan Erdoğan, 30 Mart öncesinde il teşkilatının yeni bir binaya kavuşmasının büyükşehir olan Manisa’ya yakışan bir eser olduğunu dile getirdi. Yeni il binasının Manisa’ya hayırlı olmasını dileyen Başbakan Erdoğan, "Şimdiden 30 Mart’ın ülkemiz için, demokrasimiz ve partimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Bu hizmet binasıyla da teşkilatımızın çok daha farklı bir performans ortaya koyacağına inanıyorum. Teşkilatımızın bu hizmet binasını elde etmede verdiği gayretten dolayı, emeği geçen il başkanım, ilçe başkanım, il yönetim kurulu üyesi kardeşlerim ile emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Konuşmanın ardından Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve bürokratlarla yeni il binasının kurdelesini kesti. Başbakan Erdoğan, yeni il binasını inceledikten sonra toplu açılış törenine katılmak için Akhisar İlçesi’ne gitmek üzere hareket etti.

BAŞBAKAN AKHİSAR'DA KONUŞTU

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Manisa'daki ikinci gününde Akhisar Belediye Meydanı'ndaki toplu açılış törenine katıldı. Başbakan Erdoğan, saat 11.50 sıralarında helikopterle ilçeye geldi, meydanı dolduran kalabalık tarafından "Türkiye seninle gurur duyuyor", "Başbakan Erdoğan", "Recep Tayyip Erdoğan" sloganlarıyla karşılandı. Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan'la birlikte meydandakilere el salladı. Alkışlarla kürsüye çıkan, Akhisar Belediyespor'un atkısı boynuna takılan ve toplu açılışını yapacağı hizmetlerden bahsederek konuşmasına başlayan Başbakan Erdoğan,

"Bugün Akhisar'da açılışını yapacağımız eser ve hizmetlerin, bu güzel ilçemize hayırlı olmasını diliyorum. Dün, Manisa merkezde ve Turgutlu'da toplu açılış törenleri yaptık. Geceyi Manisa'da geçirdik. Bugün önce Akhisar ardından Demirci ardından Salihli'ye geçip oradaki eserlerimizin açılışlarını gerçekleştiriyoruz. Akhisar'da 25 milyon TL'lik kamu yatırımının açılışını yapıyoruz. Toplamda özel sektör yatırımlarıyla birlikte 26.5 milyon TL'lik yatırım kazandırıyoruz. Bunların hepsinin nail olmasını diliyorum. Akhisar bu yatırımları bileğinin gücüyle alnının teriyle hak etti. Akhisar Belediyespor'un başarılarını takdirle izliyorum. 12 Bin seyirci kapasiteli stadyum yapma kararı aldık, temelini de attılar. İnşallah 55 milyon TL'ye mal olacak stadyumu 2015'te tamamlayıp Akhisarlıların hizmetine sunacağız. İstanbul'un Kasımpaşa'sına gelip bizi de 4-2 yenmek bizi de üzmedi değil. Berabere bitebilirdi. Ama neyse önemli değil, kazandıkları için tebrik ediyoruz.

12 Haziran seçimleri öncesinde Manisa'ya bir sözümüz vardı. Manisa'yı Büyükşehir statüsüne kazandıracağız demiştik. Manisa'yı büyükşehir yaptık. 30 Mart'ta Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı'nı seçecek, Biz bu tasarıyı getirdiğimizde CHP buna karşı çıktı. Bunlar anlamaz bu işten, bilmezler bu işi. Soruyorum, il özel idareleri, valilikler, en ücra köşeye ulaşılabiliyor mu? Muhtarın elinde bu hizmetleri götürebilecek imkan var mı? Kanalizasyon gibi. Bu hizmeti şimdi ilçe belediyesi verecek. Manisa Büyükşehir Belediyesi ise, Manisa içme suyu ve kanalizasyon idaresiyle ulaşacak. Artık köylerde foseptik olmayacak, kanalizasyon olacak.

Manisa'da doğalgaz yaygınlaşıyor. Her aile bunu talep etsin. O kömürün zehir kokan kokusunu benim vatandaşım teneffüs etmesin istiyorum. Artık sadece evlerde bir odanın ısındığı değil bütün dairenin ısındığı günleri hep birlikte yaşayalım. Kombinin düğmesine basıldığında tüm daire ısınsın. Gönüllerin sıcaklığıyla bütünleşsin. Artık bugünleri yaşayalım. Anacığımı hatırlarım. O da iner beş kat aşağından kömürü taşır ondan sonra atıkları temizlerdi. Böyle bir hayat sürdüler. Artık anneler böyle bir hayatı yaşamasın. Hep birlikte bunlardan kurtulalım diyoruz" dedi.

"İSTEDİKLERİ GİBİ DİZAYN ETTİLER"


Bu yolculuğa çıkarken millete efendi değil hizmetkar olmaya geldiklerini, hizmete devam edeceklerini belirten Başbakan Erdoğan şöyle devam etti:

"Bunun için sizden yetki istedik, siz bize yetki verdiniz. Biz sizi kabul ediyoruz dediniz. Her seçimde oy trendimizi yükselttiniz, iktidara yükselttiniz. İki seçmenden biri AK Parti iktidarına oy verdi. Bunların hepsi güven oylamasıdır. Ama birileri bunu hazmedemedi. Milli iradenin güçlenmesini hazmedemedi. Demokrasinin güçlenmesine tahammül edemedi. Milli iradeyi gasp etmek isteyen çevrelere, örgütlere, çetelere karşı amansız bir mücadelenin içinde olduk.

Türkiye'ye sadece milletin istikamet çizmesini sağlamak için elimizden geleni yaptık. Tıpkı 50'de olduğu gibi `Yeter söz milletin' dedik, karar da milletin dedik. Kararı da siz verdiniz. Ne dedik bir, iri, diri olacağız dedik, hep birlikte kardeş olacağız dedik. Bölünmek. parçalanmak, aramıza fitne nifak sokmak niye. Tamamen kendi keyiflerine göre hükümetlerinin iş başına gelmesini yada sürekli iş başında kalmasını istediler. Ama millet bunlara artık yeter dedi. Ne zaman onların çıkarları zedelendiyse, görevdeki hükümete, ellerindeki sermaye ile kontrolleri altındaki medyayla dışardaki işbirlikçileriyle saldırılar düzenlediler. Ülkeyi yönetemez hale geldiler.

Siyaseti her seferinde istedikleri gibi dizayn ettiler. Bunlar milleti hiçbir zaman adam yerine koymadılar. İşte bu CHP benim milletime bidon kafalı dedi, göbeğini kaşıyan adamlar dedi. CHP zihniyeti bu. CHP bu ülkede kaymak takımının partisidir. Millet karar veremez diyorlar, millet anlamaz diyorlar. Vah vah vah. Bunlara işte o lobiler, o örgütler, o çeteler onlar destek veriyor. AK Parti ile işte bu kirli oyun bu kirli düzen, çöktü. Yolsuzlukların olduğu bir hükümet olsa bu hükümet, 230 milyar dolardan milli gelir 800 milyar dolara çıkar mıydı? Soruyorum sizlere Allah aşkına 79 senede bu ülkede 6 bin kilometre bölünmüş yol yapıldı, biz ise 10 yılda 17 bin kilometre yol yaptık" dedi.

"RAHŞAN AFFI'NA DUA ET"


Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Başbakan Erdoğan, "Ben bu CHP zihniyetine mensup olan savcıların mağduruyum, onu da söylüyorum. Onların meşrebine sahip olanların mağduruyum. Bunların genlerinde ne var bunu da iyi bilirim. Çünkü şu anda başbakanınız milli eğitimin kitaplarında olan bir şiiri okumak suretiyle içeri girdi. Kimdi mahkum eden? İşte bu CHP zihniyetine mensup, genel başkanın meşrebinden olan kişilerin mağduruyum. Ziya Gökalp'e ait bir şiiri okudum bunun için içeri girdim, bunu yaşadım bu ülkede. Şu anda elinde silah olmayan kişilere terör örgütü mensubu demek kimin haddine. Bu genel müdür, dün kalkıyor yine aynı hezeyanları kusuyor. Delille konuş delille. Bilmeden konuşma. Böyle leke atmakla bir yere varamazsınız. Ama senin karakterin bunu gerektiriyor. Bununla bir şey elde edeceğini zannediyorsunuz. Dürüstsen belgeyle konuşuruz ama unutma SSK genel müdürü yaptıklarıyla asla unutulmayacak, hiçbir zaman silinmeyecek.

Ey CHP'nin genel müdürü, sen sosyal güvenlik kurumunun genel müdürlüğünü yaptın güya. Senin döneminde ilaç bulamıyorduk ilaç. Yolsuzluklara gömüldün ve Rahşan affıyla çıktın, kurtardın işi. Eğer Rahşan affı çıkmasaydı, sen burada değildin, sen CHP'nin genel başkanlığına maharetinle gelmedin yahu. Sen kendi genel başkanına bir skandal olan kasetle genel başkan oldun. Sen kaset genel başkanısın kaset. Çıkıyorsun şimdi sıkılmadan utanmadan hukukun beraati zimmet asıldır kaidesini bir kenara koyuyorsun, suçlu-suçsuz daha bilmeden, maalesef bazı savcıların evrakları deşifre etmesiyle onlara sığınıyorsun" dedi.

"EVLADIM OLSA PRİM VERMEYİZ"

Son yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna değinen Başbakan Erdoğan, "Babamın oğlu olsa, evladım olsa, kim olursa olsun biz yolsuzlukla mücadelede prim vermeyiz. Yolsuzluklara bulaşmayan insanları yolsuzluğun içinde gibi gösterme gayreti içine girenleri de affetmeyiz. O insanlar emeklerini gayretlerini ortaya koyuyorlar. Lekelemeye hakkınız yok. Kimin kiminle iş birliği içinde olduğunu bunları da deşifre edeceğiz. Şu anda yargı süreci var. Hale bak. Savcı kalkıyor, bana hemen bunları getireceksin diyor, ona getirmeden medyaya getiriyor. Başsavcının açıklamalarını gördünüz. Ne diyor savcı için? Bir kısım medyayı yanına alarak adli takip olabilir mi? Bu savcı kimin savcısı? Öğrencilik yıllarımızda oldukları gibi, o uç örgütlerin militanları gibi çıkıp adalet sarayının önünde bildiri dağıtıyor. Bir savcı böyle bir şey yapabilir mi? Bunlar nasıl adalet dağıtacak? Bunlar adil olabilir mi? Şimdi biz bu tür insanların tabi ben düzgün, dürüst yargı mensuplarını tenzih ederim. Bugüne kadar onların hepsini savundum" diye konuştu.

VATANA İHANET İÇERİSİNDELER

Başbakan Erdoğan, "Biz işimize bakacağız, çünkü bunlar Türkiye'de 17 bin kilometre bölünmüş yolu hazmedemedi. Bunlar Türkiye'de üçüncü havalimanının yapılmış olmasını da hazmedemiyorlar. Şu anda bu iş adamlarına atılan iftiralarla, bu adamlar kredi alacaklar, bunları nasıl temin edecekler. Bu tür karalama lekeleme olursa! Bunlar bizim dönemimizde ortaya çıkan firmalar değil bunları lekeledikçe yurt içi yurt dışı bankalardan kredi almakta zorlanmayacak mı? Bunlar vatana ihanet içerisindeler. Gerek ana muhalefet, gerek yavru muhalefet vatana ihanet içindedir. Zira 642 milyar bu ülkede devletin kasasında kaldı ama 17 Aralık'tan bu yana 120 milyar dolar zarar var. Yazık değil mi bunu nasıl yaparsınız, böyle bir kampanyayı başlatırsınız?

Bu bir örgüt, çete olayıdır ama ana-yavru muhalefet el ele bunları yapıyorlar. Bunların derdi yolsuzluk, rüşvet değil, eski Türkiye'ye dönmek, bu mutlu azınlık onu istiyor. Millet çalışıyor, onlar cebe indiriyorlardı. Çalıyor, çırpıyor, mahkeme önüne bile çıkmıyorlardı. Kendileri ne isterlerse onu yapıyorlardı. Türkiye'nin enerjisini, kaynaklarını, alın terini yurt dışındaki işbirlikçilere peşkeş çekiyorlardı. Bunlar terör, kaos, karmaşa kan ve ölümden besleniyor. Kurdukları kirli tezgahla milletin kanıyla seviniyorlardı" dedi.

KENDİNİ BİLMEZ ÖĞRETMEN, MÜDÜRLER VAR

Akhisar'a bir yıldır şehit gelmediğini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Bunlar var ya keşke şehit gelsin diye bekliyorlar. Çünkü bunlar şehitlerimizden beslendiler, ana, yavru muhalefet. Biz bu yola çıkarken Kürt, Türk, Lazıyla ne olursa olsun biz yaratılanı yaradan ötürü seviyoruz. Biz de ayrımcılık yok, etnik bölgesel milliyetçilik yapmayız dedik. Biz 76 milyonun partisiyiz. Bunlar sizden rahatsız oluyorlar" diye konuştu. Başörtüsü yasağının kalkmasıyla ülkenin parçalanmadığını, bölünmediğini sözlerine ekleyen Başbakan Erdoğan, "Hala kendini bilmez öğretmen ve müdürler bunu yine engellemeye çalışıyor. Ama bize ihbarlar geldikçe gereğini yapıyoruz, onu da söyleyeyim. Yapmaya da devam edeceğiz. Bu normalleşmenin önüne dikilenler karşılarında bizi bulurlar. Hani bölünecekti? Hani parçalanacaktı? Sevgi bu ya, saygı bu ya. Yine engelleyen kendini bilmez öğretmen, müdürler bunu yapmaya çalışıyorlar.

Biz gerekeni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Türkiye'deki normalleşmenin önüne kim geçebilir. Şekillerle uğraşmayın kimin ne giydiğine bakmayın. Onlar bu ülkenin evladı değil mi. Hamdolsun normalleşen bir Türkiye var. El ele verip kardeş olacağız. Kardeşliğimize nifak getirmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. 30 Mart bir milat olsun yeni Türkiye'nin inşası için bir başlangıç olsun ama çok çalışacağız. İnşallah bu gidişi siz değiştireceksiniz, hanım kardeşlerimiz, gençler, buna inanıyorum. Hep birlikte çalışacağız. İşte Gezi dediler, cam çerçeve indirdiler. Şimdi de yolsuzluk diyerek cam çerçeve indirmeye çalışıyorlar. Sandıkta gereken cevabı vereceğiz sandıkta" diye konuştu.

TOPLU AÇILIŞI YAPTI

Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından, beraberindeki bakan ve heyetle birlikte tesislerin toplu açılışını kurdele keserek gerçekleştirdi. Başbakan Erdoğan, törenin ardından AK Parti'li Akhisar Belediye Başkanı Salih Hızlı'yı makamında ziyaret etti. Ziyaretin ardından Başbakan Erdoğan, Demirci ilçesindeki toplu açılış törenine gitmek üzere helikopterle hareket etti.

"BÜYÜK OYUNU BOZMAYA HAYDİ TARİH YAZMAYA" PANKARTI

Toplu açılış töreninin yapıldığı Belediye Meydanı'nda polisler tarafından geniş güvenlik önlemi alındı, basın mensupları ve ekipmanları x-ray cihazlarından geçirilerek kontrol edildi. Vatandaşlarda arama noktalarından geçirilip meydana alındı. Meydana, "Giden gitsin, sen bize yetersin", "Büyük oyunu bozmaya haydi tarih yazmaya", "Karanlık Türkiye'yi aydınlatan, kötü oyunları bozan, adam gibi adam Başbakan Erdoğan", "Dedelerimizle Menderes'le, babalarımız Özal'la biz de Erdoğan'la yürüyoruz" yazılı pankartlar asıldı. Meydanın ön tarafına kadınlar, arka tarafa ise erkekler alındı. Tören öncesi yöreye ait şarkılarla eğlenildi. Meydana gelen vatandaşlara Türk Bayrağı ve AK Parti bayrakları dağıtıldı. Başbakan Erdoğan, tören öncesi helikopterle meydan üzerinde tur attı.

ERDOĞAN; AYRIMCILIĞA FIRSAT VERMEYECEĞİZ

Manisa’nın Akhisar İlçesi’ndeki toplu açlış töreninin ardından helikopterle Demirci İlçesi’ne geçen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan kalabalığa seslendi. Parti otobüsünde, Başbakan Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bursa Milletvekili Bülent Arınç, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Manisa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hüseyin Tanrıverdi, Manisa milletvekilleri Uğur Aydemir, Muzaffer Yurttaş, Recai Berber ve Selçuk Arıdağ, kalabalığı selamladı.

Erdoğan, "Biz öyle bir gençlik istiyoruz ki bu gençlik inançlı, milli değerlerine bağlı, muhafazakar, demokrat bir anlayışla geleceğin Türkiye’sini inşa etsin. Kardeşlerim istiyoruz ki, bu gençlik sadece kuru kuruya kafatası milliyetçiliği yapmasın. Bu ülkede gençlerimiz, 'Yok ben Kürt milliyetçisiyim', 'Yok ben Türk milliyetçisiyim' demesin. Bu ülkede kardeş olalım. Biz, Tür, Kürt, Çerkez, Boşnak, Arnavut, aklınıza ne geliyorsa, yaradılanı, yaradandan ötürü sevelim" diye konuştu.

Ayrımcılık yapılmamasını isteyen Başbakan Erdoğan, "Bu ayrımcılık niye? Bunlara fırsat vermeyeceğiz. Öyle bir dinin mensubuyuz ki bizde, kavimcilik, ırkçılık yok. Kardeşlerim kimse sipariş üzerine doğmuyor, Allah nasıl takdir ettiyse öyle doğuyor. Öyleyse kimseyi ayırmayacağız, doğulu batılı kuzeyli güyneyli diye. Başı kuru üzüm tanesi gibi de olsa kardeş olarak sevip ayırt etmeyeceğiz. Kardeşlerim, şunu bilmenizi istiyorum inşallah bizi ayıramayacaklar. Bizi bölemeyecekler, biz bugüne kadar nasıl bir olduysak evelallah bundan sonra da bir olacağız. Kardeş olacağız, biz Afyonkarahisar’dan yola çıkarken şöyle dedik, 'Tek millet, tek bayrak' dedik. Rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi" dedi.

Bu sırada kalabalığın, 'Dik dur eğilme' sloganları üzerine Erdoğan, "Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz. Hiç merak etmeyin. Ama şunu da unutmayın bayrağımızın yıldızı, şehidimizin simgesidir. Şair ne diyor; 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Bu vatan 780 bin kilometrekare" dedi.

'OPERASYONA İZİN VERMEYİZ'

Türkiye’nin 780 bin kilometrekareyle tek bir vatan olduğunu belirten Erdoğan, "Burada kimse operasyona kalkışmasın, karşısında bizi bulur. Biliyorsunuz, bu ülkede bir CHP var, Hakkari’ye gider Türk bayrağını Ankara’da unutur. Hakkari’ye Türk bayrağını niye götürüp sallandırmıyorsun? CHP genel müdürü kimlerle anlaştın da götüremedin? Ama biz Diyarbakır’da bayrağımızı sallandırdık gördünüz değil mi? O meydan Türk bayraklarıyla nasıl gümbür gümbür inliyordu gördünüz değil mi? Bizi ayırmaya çalışanlara Diyarbakır meydanından cevap verdik. Biz her yerde aynıyız. CHP kumsalların partisi" diye konuştu.

KONUŞMAYA EZAN ARASI


Ezan okunurken konuşmasına ara veren Başbakan Erdoğan, daha sonra Rabia işareti yapıp, "Bir de vatan diyoruz. Devletin içinde paralel devlet olmaz. Buna gayret edenler bilsinler ki karşılarında bizi bulacaklar. Bu kim olursa olsun, karşılarında bizi bulacaklar. Bu ülkeyi parçalamaya kimse cüret edemez, buna kimsenin hakkı yok" dedi.

ERDOĞAN'DAN SAVCIYA: DUR BAKALIM SENİNLE İŞİMİZ VAR

Başbakan Erdoğan, son süreçte yaşananlar nedeniyle Türkiye’nin yaklaşık 120 milyar dolar zarar ettiğini savunup, şunları söyledi:

"Son olayların uluslararası ve ulusal boyutu var. Türkiye’nin kalkınmasını hazmedemediler. 11-12 günde, 120 milyar dolar zarar. Bunun bedelini nasıl ödeyecekler. Çıkıyor bir savcı efendi, makamını farklı bir şekilde kullanıyor ve gizlilik kaydı olan evrakı yanına aldığı yandaş medyayla servis ediyor. Hiç bir günahı olmadığı halde iftira etmek suretiyle onları günah keçisi haline getiriyor. Bu insanlar tertemiz olsa da nasıl toplumda dolaşacaklar. 4-5 gün önce Başsavcımızın yaptığı açıklama var çok manidar. Bizim, hakim savcıların temiz olanlarına en ufak bir sözümüz olamaz. Ama bu gücü suiistimal edip bu ülkenin bölünüp parçalanmasına neden oluyorlarsa bunları teşhir ederiz. 'Başsavcı dosyayı istiyor diye feryat' ediyor. Dur bakalım seninle işinimiz var. Öyle adalet sarayı önünde, militanlara benzer gibi adalet değil de bildiri dağıtıyorsun. Nerede görüldü bu, hangi savcı böyle bildiri dağıtır sokakta."

KILIÇDAROĞLU’NA YÜKLENDİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenen Erdoğan, "Bu CHP’nin genel müdürü, bir zamanlar SSK’nın genel müdürüyken yolsuzluklarıyla meşhurdu, Rahşan affıyla kurtuldu ve aynı zamanda çok garip işlerle meşgul. Bunun adı kaset genel müdürüdür çünkü, sayın Baykal’ı bir kasetle götürdüler, şimdi iş ortaya çıkıyor yavaş yavaş. Demek ki bu işin arkasında birileri var ama kimler acaba yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Tezgahı farklı kurmuşlar. Bumerang döndü kendilerini vurdu. Kendi genel başkanına bu tür tezgahı kuran bu ülkede her şeyi yapar" dedi.

'SEN ÖNCE SORUYU CEVAPLA'

Kılıçdaroğlu’nun, kabine revizyonunda İçişleri Bakanı olarak Efkan Ala’nın atanmasına tepki gösterdiğine değinen Erdoğan, "Benim İçişleri Bakanı’mdan rahatsız olmuş, sen bana o soruyu sormayı bırak. Benim müsteşarım dürüst, işini bilen ve bu ülkede yıllar yılı valilik yapmış, sonra müsteşarım olmuş biri. Partinizden yolsuzluklar nedeniyle ihraç ettiğiniz biri ve yolsuzluk klasörleri önünde poz verdiğin biri o kişiyi sen nasıl İstanbul’a Belediye Başkan adayı yapıyorsun? Bu ne perhiz ne lahana turşusu. Sen önce bunun hesabını ver. Bunların geçmişi de böyle, ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni CHP’den almıştım. Ama İstanbul yolsuzluklar şehriydi, çöp dağlarıyla berbat olmuştu, hava kirliliğiyle berbat olmuştu, susuzdu. CHP susuzluktu, CHP hava kirliliğiydi, CHP çöptür çöp. Maalesef bunların devirleri hep böyle olmuştur" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan konuşmasını şu sözlerle bitirdi:

Erdoğan konuşmasının sonunda, "Siyasetçiye, halkı gibi dürüst olmak yaraşır" dedikten sonra şunları söyledi:

"Toplumlar, layık oldukları gibi idare edilirler. İnşallah biz sizlere layık olmaya çalıştık. Olmaya da çalışacaz. Bizim rotamızı siz çızdiniz, o rotada ilerliyoruz. Münferilerin attıkları iftiralara inanmaya kalkmayın. Babamızın oğlu olsa, evladımız olsa, yolsuzluğa prim vermeyiz. Biz sadece sunu isteriz, yargı kayıtsız şartsız egemen değildir, yürütme egemen değildir, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."

Başbakan Erdoğan daha sonra Salihli’ye gitmek üzere Demirci’den ayrıldı. 

dha/dea